Yan… Kavrul… Ama tütme… hiç bir göz görmesin, hiçbir kulak işitmesin… Dert ve acını yanmanı. Allah’dan başka sır ortağın olmasın. Herşeyi Ondan iste… Zırıltı ile yüz asmakla, bunalmakla, kanaatsizlik ile değil.
Hiç kimseye emretme. Kendi işini kendin yap… Su bile istemez Kalk kendin al…
Su vermede ecir vardır buyurmuş Resul-ü Ekrem… Bu da aynı… Kendin al be. Ecri kendin al…
Kur'an' ı Kerim' de geçen kıssaların içinde en tanınanı Yusuf Peygamber' in kıssasıdır. Bir çok kitaba ve filme konu olmuş, ama içinde barındırdığı sırrı çok az kişi yakalayabilmiştir. Bu sır Züleyha'nın Yusuf a.s.' a aşkı değildir, böyle aşklar çoktur dünyada. Aşkına iftira atıp hapse düşmesine sebep olan bir aşkın hikayesi hiç değildir.
Tarihin sayfaları kuyulara, hapislere atılmış Yusuflarla doludur. Halbuki onlar saraylara sultan bile olamadan paramparça edilmişlerdir. Bu sır güzelliği veya konu ile bağlantılı iffetini koruması mı desen insanlık bu kriterlere sahip bir çoğunu barındırmıştır içinde.
Kur'an' ı Kerim' de anlatılan Yusuf a.s.' ın kıssasındaki sır nedir o halde?
Hz Yakup hem Peygamber hem de O'nun babasıydı. Yusuf a.s.' ın masum ve temiz oluşuna o kadar çok aşıktı ki yokluğunda ağlamaktan gözleri göremez oldu. Bu aşk yanlış yapmayan Peygamber' in kalbinde o kadar güçlüydü ki;
Hz Yusuf'un gömleğini O' na doğru götürmeye başladıkları an oğlumun kokusunu alıyorum dedi. Yüzüne gömleği sürer sürmez gözleri açıldı ki bu sır hâlâ mühürlüdür.
Bildiğimiz dünyanın sonuna doğru yaklaşırken insanlık,
gerçekleşen ve gerçekleşecek zorlu süreçlerin sonunda manevi bir iklimle tanışacak.
Bu manevi iklimin rüzgârları kapanan gözlerin perdelerini açacak ve insanlık tekrar umut etmeye başlayacak...
Ey iman edenler! İçtenlikle ve kararlılık içinde Allah'a tövbe edin. Umulur ki Rabbiniz kötülüklerinizi örter ve sizi altından ırmaklar akan cennetlerine koyar..
Yeni bir kitap tavsiyesiyle geldik. İçeriği hakîkaten çok taaccüb edici bilgilerle dolu olan bir kitap.. Çok bir beklenti içinde olmadan aldığımız ve iyi ki de almışız dediğimiz kitaplardan biri oldu şüphesiz.
Hurma deyip geçiyoruz belki bir çoğumuz. Hatta hurma bizim için sadece mübarek ay olan ramazân-ı şerîf ile özdeşir. Onun dışındaki aylarda ise tüketenimiz çok azdır. Bu, ya pek önemsenmeyen bir meyve olduğundan, yâhut faydaları pek bilinmediğindendir.
Ancak bu kitabı okuduktan sonra hurmayı hayatımızdan gerçekten hiçbir şekilde eksik etmememiz gerektiğini inşallah anlamış ve öğrenmiş olacağız. Biz, içeriğini merak edenler için kitaptan bir kaç tane paragraf paylaşmış olacağız.
Rabbim ammemiz olan hurmaya kerem gösterebilmeyi nasîb etsin. Zirâ Efendimiz aleyhisselâtu vesselâm "Hurma ağacı, Ademoğlunun ammesidir (halası ve amcası.) Ona kerem ediniz. Zirâ o, Adem aleyhisselâm'ın bakiye çamurundan yaratılmıştır." diye buyurmuştur.