Tumgik
#of yine canım sıkıldı
omanatascha · 3 months
Photo
Tumblr media
(via GIPHY)
2 notes · View notes
Text
Canım sıkıldı yine, kalem kağıt elimde...
11 notes · View notes
no-463 · 5 months
Text
"On dokuz yaşındaydım. Şımarık büyümüştüm." Güldü, başımı kaldırıp ona baktım. Gözleri yatağının ucundaki bir boşluğu izliyordu. "Yanlış anlama, kimseye zararım yoktu ama hiçbir şey de umrumda değildi. Kendi hâlimde bir gençtim işte. Okumakla yazmakla işim olmazdı. Kısacası, serserinin tekiydim." 
Aklında canlandırdıkları yüzüne küçük tebessümler çiziyordu, bense tepkisizdim. Hâlâ anlattıklarının içerisinde annemi arıyordum.
"Bir gün yolda yürüyorum, eve dönüyorum. Bahar aylarındayız, hava çok güzel. Saat beş ya da altı. Her zaman önünden geçtiğim sıradan bir durağın önünden geçeceğim." Durup nefeslendi. "Durağın önünden geçerken onu gördüm, anneni. Üzerinde açık mavi bir elbise, saçları senin saçlarınla aynı renk, açık bırakıp mavi bir bandana takmış. Durakta oturuyor, yanında mavi çantası, elinde bir kitap, gözlerini o kitaptan hiç ayırmıyor."
Tebessümü silinmedi ama çenesi kasıldı.
"Ve ağlıyor. İç çeke çeke ağlıyor hem de, onu öyle görünce etrafıma bakındım önce. Kimse yoktu. Korkmuştum. Ne tepki vereceğimi de bilemedim. Böyle birkaç dakika bekledim, kitabın diğer sayfasına geçti. Yanına gidip gitmemekte kararsızdım. Nihayet birkaç dakika daha bekledikten sonra yavaş yavaş yanına yaklaştım fakat yine bir şey diyemedim. Orada öylece durup beni fark etmesini bekledim."
"Fark etti mi?"
Bana bakıp güldü.
"Sence?"
Sorduğum sorunun ne kadar absürt olduğunu idrak edince ben de güldüm. Önüne döndü ve anlatmaya devam etti.
"Bir süre bekledikten sonra başını kaldırıp bana baktı. Gözleri ağlamaktan kızarmış, üstelik hâlâ ağlamaya devam ediyor ve her şeye rağmen çok güzel."
Sesindeki heyecan bir an için ruhuma dokundu, hâlâ ondan bahsederken heyecanlanacak kadar çok seviyordu annemi. Belki de Aziz Bey'in hayatı boyunca en iyi yapabildiği şey annemi sevmekti.
"Onu görünce donakaldım bir an, bütün serseriliğimi unutup 'Hanımefendi,' dedim. 'İyi misiniz? Neden ağlıyorsunuz?' Tanıdıklardan biri beni öyle görse bir ömür dalga geçerdi." Gülerek başını iki yana salladı. "Annen hiçbir şey demedi, biliyor musun? Gördüğüm en değişik kadındı. Bu dediğim onu gördüğüm ilk an ve onu gördüğüm son an için de geçerli."
Meraklanmıştım, yine de bir şey sormak yerine devam etmesini bekledim.
"Elindeki kitabın son sayfasındaymış, kitabı kapatıp bana uzattı, aldım."
Susunca kaşlarım çatıldı.
"Sonra?"
"Çantasını alıp gitti."
Gülerek, "Ne?" diye sordum. Bunu beklemiyordum.
Dudaklarını sarkıtıp omuz silkti.
"Benim de hayatım boyunca tek bir roman bile okumuşluğum yok. Hiçbir şey anlamadım, kitabı da alıp eve gittim."
"Okudun mu?"
Güldü, "Hayır." diye yanıtladı. "Ertesi gün kitabı alıp aynı saatlerde o durağa gittim, anneni göremedim. Belki gelir diye oturup bekledim. Bir dakika, iki dakika, üç, dört, beş derken canım sıkıldı. Kitabı alıp arka kapağına baktım, sayfalarını karıştırdım. Sonra kitabın ilk sayfasını okurken buldum kendimi. Akşama kadar orada öylece kitaba daldım, bitiremedim tabii. Hava kararınca kalkıp eve gittim. Ertesi gün yine gittim, yine ve yine. Kitabın son sayfalarını okurken o durakta ben de ağladım."
Son cümleyi söylerken sesi titredi, neredeyse ağlayacaktı. Gülümsedim.
"O gün mü geldi annem?"
"Hayır. Ama artık bunu neden yaptığını anlamıştım. Soruma kendi yöntemleriyle cevap vermişti. Kitap bitti ama ben pes etmedim. Her gün gittim oraya, her gün orada onu bekledim. Tam bir ayın sonunda yeniden gördüm onu. Bu sefer üzerindeki sarı elbise ve saçlarındaki sarı bandanasıyla. Çanta aynı çanta, elinde farklı bir kitap."
132 notes · View notes
tipitip213 · 2 months
Text
Çarşaflı Hatunu Kocası 6 Aydır Sikemiyormuş!
İstanbul Fatih semtinde bir apartmana taşındık. Oturanların hepsi tutucu aileler. Bazıları çarşaflı, bazıları türbanlı. Karım açık giyinir, ama fazla da açık olmayı sevmez. Apartmana taşınalı bir ay geçmesine rağmen hiçbir komşu hoşgeldine gelmedi. Erkekler bana, kapalı kadınlar da karıma selam vermiyorlardı. Bizi dışlamışlardı. Komşular hoşgeldine gelmeyince, karım kek pasta falan pişirmiş, onları çaya davet etmiş, ama kimse gelmemiş. Akşam karımın gözlerinden yaşlar akarak bana şikayet etti ve "Buradan taşınalım!" dedi. Ne olduğunu sorduğumda, komşular (Biz açık bir kadının pişirdiklerini yemeyiz!) demişler.
Benim de canım çok sıkıldı, fakat, "Taşınmayıp sabredelim, nasıl olsa bir aileyle bir gün samimiyet kurarız." dedim. Ama bir yıl kimseyle konuşamadan apartmanda oturduk. Bir gün karşı komşumuz çarşaflı Menekşe hanımla apartman girişinde karşılaştım. Elinde çok büyük bir karton kutu vardı, taşımakta zorlanıyordu. Başını öne eğerek bana, "Komşu, yardım eder misin?" dedi. Ben de, "Hayhay efendim!" dedim ve elinden aldım, yukarıya kadar taşıdım. Karton gerçekten çok ağırdı, içinde Çelik Tencere takımı varmış. Kapısının önüne kadar götürüp bıraktım. Menekşe hanımın sadece gözleri görünüyordu ve gözleri gülerek bana teşekkür etti.
Birkaç gün sonra Menekşeyle tekrar kapıda karşılaştık. Bana selam verdi, gözleri yine gülüyordu. Bu sefer gözlerine dikkatli bakınca çok güzel olduğunu fark ettim. O da benim gözlerime derin derin baktı ve "Komşu, kocam sizinle tanışıp bir çay içmek ister, bize gelir misin?" dedi. Ben, karımın bir aylığına annesine gittiğini, evde yalnız olduğumu söyleyip, "Karım gelince beraber ziyaret edelim." dedim. O da, "Siz yalnız gelseniz de olur..." dedi. "Hayhay! Geleyim ozaman." dedim.
Akşam yemeğinden sonra kapılarını çaldım. Menekşe açtı ve buyur etti. Beni oturma odasına aldı. Kocası yatakta uzanıyordu, beni görünce yarım oturdu ve "Komşu hoşgeldin, kusura bakma, ben biraz rahatsızım, ayağa kalkamıyorum." dedi. Ben, "Önemli değil." dedim. Kısaca tanıştık ve karısına yardımım için çok teşekkür etti. Kocası tutucuydu, ama neşeli bir adamdı, kısa zamanda muhabbete başladık. Altı ay önce trafik kazası geçirmiş ve belinden aşağısı felç olmuştu, her şeyiyle karısı ilgileniyordu.
Menekşe hanım çaylarımızı getirdi, çarşafını çıkarmadan odaya oturdu. Üçümüz biraz daha konuştuk ve erkenden ayrıldım. Menekşe hanım kapıdan uğurlarken, ona, "Bir ihtiyacınız olduğunda söylemeniz yeterlidir, elimden geleni yaparım." dedim. Güzel gözleriyle gülerek teşekkür etti. Menekşenin gözlerini unutamıyordum. Çok güzeldi. Uyurken dahi hayal kurmaya başlamıştım, Menekşenin gözlerine bakarak onu öptüğümü düşünerek uyuyordum.
Bir akşam geç vakitte kapım çaldı, hemen açtım. Karşımda Menekşe duruyordu. Gözleri bu sefer daha da güzeldi, çünkü gözkapaklarını pembe ile renklendirmişti. Çarşafının yüz kısmını açarak, "Mesut bey, size bir tabak börek getirdim, alırsanız memnun olurum." dedi. İlk defa yüzünü tam görmüştüm ve içimden (Aman Tanrım!) dedim. Parlak kırmızı rujlu dudakları, bembeyaz inci gibi dişleriyle, karşımda sanki bir manken vardı. Ne diyeceğimi bilemeden dondum kaldım. Menekşe benim şoka girdiğimi görünce tabağı elime tutuşturdu. Elini elime hafifçe değdirince kalbim duracak gibi oldu. "Menekşe hanım zahmet etmişsiniz, teşekkür ederim, tabağınızı boşaltıp hemen getiriyorum, biraz bekleyin lütfen." dedim.
Hiç beklemedim bir cevap verdi, "Mesut bey müsadeniz olursa ben boşaltayım." dedi. Hemen kapıdan çekilerek, "Buyurun." dedim. Kapıyı kendisi örttü ve mutfağa girdi, ben de arkasından gittim. Bir melek gibi süzülerek yürüyordu. Çarşafının altında uzun topuklu ayakkabı vardı. Çarşafını biraz yukarı çekmiş, ayakkabısının ve ince siyah çorabının güzelliği ortaya çıkmıştı. Tabağı masaya koydu. Ben korkarak sandalyeyi çektim, "İsterseniz biraz oturun." dedim. Hemen oturdu, ben de karşısına oturdum. "Kocanız nasıl?" dedim. Gözleri bir an sulandı ve "Çok kötü Mesut bey, çok ağır ilaçlar kullanıyor ve sürekli uyuyor, biraz önce yine uyudu, sabaha kadar top atsan uyanmaz artık!" dedi. Canının çok sıkıldığını ve biraz dertleşmek istediğini söyledi. Karımın olmadığını bildiği halde çarşaflı şuh bir hanımla evde yalnızdım ve şeytan (Tamam oğlum köşeyi döndün!) diyordu.
Menekşe biraz havadan sudan anlattı ve esas konuya girdi. Kocasının belinden aşağısıyla birlikte erkeklik organı da işlev görmüyormuş ve iyileşmesi de imkansızmış. Menekşe hanım benden ilk defa yardım istediğinde gözlerindeki gülümsemeyi anımsadım, ilk mesajını ta o zaman vermişti. Genç ve güzel kadın 6 aydan beri bir erkeğe açtı. Aklımdan bunlar geçerken, Menekşe hanım gözlerime bakarak, "Mesut bey ben çok özledim..." dedi. Anladığım halde, "Neyi?" diye sordum. "Biliyorsun... Bir kadın en çok neyi özlüyorsa onu..." dedi ve gözlerime (Beni sik!) der gibi yalvarırcasına bakmaya başladı.
Ben de neredeyse bir aydan beri karım olmadığından iyice sekse susamıştım. Yavaşça Menekşenin yanaklarından tuttum ve rujlu dudaklarını emmeye başladım. Öpüşerek ayağa kalktık. Belime sarılarak amını sertleşen yarağıma dayadı ve dilini ağzıma soktu. Dilini ısırdım, o da benim dilimi emdi ve ısırdı. Çarşafının üstünden poposuna yapıştım, altında külot yoktu ve ipek çarşafın yumuşaklığıyla poposunun sertliği beni çıldırtmaya yetmişi. Gözlerine bakarak, "Siz evdeyken makyaj yapar mısınız?" dedim. "Hayır, ilk defa bugün kocam uyuduktan sonra gizlice yaptım." dedi. "Neden?" dedim. "Seni etkilemek için!" dedi...
Elinden tutup yatak odama götürdüm. Çarşafını bir hamlede üzerinden çıkardım. Memeleri çok güzel ve dimdikti. Siyah külotlu çorap giymişti. Ben külotlu çorap fetişiydim, onu öyle görünce yarağım biraz daha büyüdü ve kazık gibi oldu. Ben de soyundum. Rujlu dudaklarıyla yarağımı yalamaya emmeye başladı. Sonra ben de çorabının üzerinden amını yalamaya, öpmeye ısırmaya başladım. İkimiz de çıldırmıştık. Çorabının önünü yırttım ve dilimle içini yaladım. Başımdan tutarak kendine çekti, "Sik artık beni, dayanamıyorum, tam 6 aydan beri amıma yarak girmedi, sok artık, sok!" diye bağırdı. Siyah başörtüsüyle altımda sikilmeye hazır bir karı vardı. Ağzımla ağzına yapıştım. Nefes alamıyordu ama dilimi ısırıyor ve eliyle tuttuğu yarağımı amına sokmaya çalışıyordu. Amı vıcık vıcık ıslanmış köpürmüştü. Çok dar ve küçük bir amı vardı. Benim yarak ise hayli büyüktü, girerken zorlayacağı belliydi.
Ona, "Benim yarak biraz büyük galiba, sokarken acıtabilirim, kusura bakma." dedim. "Evet Mesut bey, yarağın çok büyük, kocamınkinin iki katı, sok artık!" dedi. Birden ve de çok hızlı sokmalıydım altımdan kaçmasın diye. Bağırmamasını söyledim ve ağzımı ağzına iyice bastırdım, ki çığlık atarsa duyulmasın diye. Yarağımı amına en son hızımla soktum, Menekşenin çığlığı ağzımın içinde boğuldu ve gözlerinden yaş geldi. Altımdan kaçmaya çalışıyor fakat yaraktan kurtulamıyordu. Yavaşça çektim yavaşça soktum ve ağzını serbest bıraktım. Zevkten inlemeye başladı ve yüzlerce kez, "Sik beni!" diye yalvardı.
15-20 dakika yavaş yavaş siktim ve Menekşe iki kez orgazm oldu, elleri yana düştü. Birkaç kez dölüm gelmeden beklemiş ve geciktirmiştim. Birkaç kez geciktirince benim yarak küser ve dölü fışkırtmazdı. Kendi karımı da bu yöntemle en az bir saat sikerdim. Karım da (Ne olur boşal artık amım felç oldu!) diye yalvarırdı. Menekşe de aynı karım gibi başladı, gözlerime bakarak, "Hadi boşal artık, fışkırt dölünü, doldur içimi, korkma korunuyorum!" dedi. Ben de dölümün ancak bir saat daha amını sikersem veya götüne sokarsam fışkıracağını söyledim. "Tamam, nasıl olsa orospu oldum, götümü de sik ki tam orospu olayım!" dedi ve arkasını dönüp domaldı...
Menekşenin götüne hiç yarak girmediği belliydi. Amından akan sularla göt deliğini yarağımla yağladım. Sonra yarağımın başını göt deliğine dayayıp yavaş yavaş soktum. Bağırmasını ve kaçmasını bekliyordum, ama öyle olmadı. Başı girince, "Acımıyor mu?" diye sordum. "Acıyor, ama aldığım zevk daha fazla, yavaş yavaş sok canım!" dedi. Götünün o dar deliğine yavaş yavaş gitgeller yaparak giriyordum. 5 dakika içinde delik iyice genişledi ve dibine kadar gömünce Menekşe derin bir zevk çığlığı attı. Artık hızlı hızlı sokup çıkarıyordum. 5-6 dakika kadar daha götünü siktim, dölüm gelmek üzereydi. Dölüm tam fışkırmak üzereyken götünden çekip amına gömdüm ve boşalttım. Yarağımı amından çıkarmadan bir süre arkasına abanmış halde kaldım. Sonra amından çıkıp bunu sırt üstü yatırdım ve dudaklarına yapıştım. 10 dakika öpüştük. Menekşe aniden kalktı giyindi ve hiçbir şey söylemeden kaçtı gitti.
Ertesi akşam eve gelirken Menekşeyi tekrar sikmeyi hayal ediyordum. Ama birdaha uğramadı. Birkaç gün sonra da (ben işteyken) taşınmışlar. Kapıcıya nereye taşındıklarını sordum, bilmiyordu. Birdaha da Menekşeyi bulamadım :(
[Mesut]
…Arkadaşlar ben yazar değilim. Hoşuma giden beni zevklendiren hikayeleri paylaşıyorum. Bir nevi kendi arşivim gibi.
Her şey gönlünüzce olsun.
95 notes · View notes
Text
Gençlerle Zıvanadan Çıktım! (Gamze 46 Y., İstanbul)
Kocamla evlendiğimizde üniversiteyi daha yeni bitirmiştim ve önümde hayallerim varken ailemin de etkisiyle ne olduğunu pek anlamadan evlendim. Aramızda yaş farkı vardı ama sorun etmemiştim. Ben 23 kocam 34 yaşındaydı evlendiğimizde. Seksi seven ve bilen genç bir kadındım evlendiğimizde. Ama hiç beklediğim gibi olmamış, ilk gecemizde bile 15 dakika yeterli gelmişti ona. İçime girip biraz sokup çıkarmış ve sonra boşalmıştı. Benim isteğimi görünce keyiflenip bir daha yapmıştı. Bakire olmamamı hiç sorun etmemişti. Balayı sonrası 2 yıl böyle geçerken sonrası daha da azalmıştı. Kocamın tecrübesinin benden bile az olduğunu anlamıştım. Sorun etmedim çok. Zaten evlenen bütün kadınlardan duyduğum evlilikte seks hayatının sadece bir bilemedin üç sene sürdüğüydü. Hemen hamile kaldım. Sonra zaten o az olan seks de bitti.
Zengindi sevgili kocam. Müteahhit olarak başladığı hayatta sonra galeri, ticaret derken bana ve oğluma iyi bir hayat yaşatmıştı. Varsın geceleri üstümde bir iki debelenip uyusun. Bazı geceler yalnız iken üniversitede yaşadıklarımı düşünüyordum. O zamanki sevgilim sabah güneşini görmeden pek inmezdi üstümden. Hemen herşeyi yaşamıştık onunla. Beni götümden siktiği gece canım çok yanmış ama sonra ona verdiğim hazdan çok tahrik olmuştum. Benim pek de nazlanmadığımı, götümden sikilirken zevk aldığımı görünce de götümü hiç boş bırakmamıştı. Sonra da okullar bitince ayrılık ve sonunda evlilik işte.
Kocam iş hayatında başarılı olunca ve bizden de birşeyi esirgemeyince ben de bazı şeylere çok takmadım. Bazen haftasonları eve gelmezdi iş bahanesiyle. Eve gelince üstünde sarı uzun saçlar bulurdum. Tüm yaptığının 10 dakika sürdüğünü çok iyi bildiğim için o 10 dakikayı sorun etmedim önce. Sonra zaten onun da ayağı kesildi bu tür ilişkilerden. Ama daha kötüsüne başladı: Kumar!
Çok para kaybetmezdi. "Zevkine oynuyorum!" dese de 10 bin 15 bin dolar giderdi. Açıkçası bizim maddi durumumuza göre önemli bir miktar değildi. Dört beş ayda bir Kıbrıs'a giderdik beraber. Oğlum büyüdükten sonra sıkıldı ve gelmedi bizimle. Kıbrıs'a gittiğimizde rutinimiz değişmezdi pek. O otelin kumar salonuna gider ve 8-10 saat bazen daha da fazla orada kalırdı. Sonra odaya gelip uyur ve biraz benimle kalıp ertesi gün yine giderdi. "Gel sen de oyna hayatım, canın sıkılmasın, Slot falan eğlenirsin biraz!" dese de, benim hiç ilgimi çekmiyordu kumar.
Böyle böyle yıllar geçti. Kocam iş ve kumarla vakit geçirirken ben de yaşadığım boşluğu bakımımla giderdim. Spor, bazı estetikler, biraz botoks derken hiç de 46 yaşında gibi göstermezdim. Çevremdeki arkadaşlarım da bunu tasdik eder, "Harcıyorsun bu güzelliği!" derlerdi. Göğüslerim iri ve dikti yaşıma göre. Popom taş gibiydi pilates sayesinde. Sadece bedenim değil ruhum da gençti. Oğlumun 17-18 yaşında arkadaşları ile çok iyi vakit geçirir, aralarında yaptıkları şakalara güler, ben de onlara takılırdım. Bazısı bana bakardı, ama ergen işte der önemsemezdim. Hoşuma bile giderdi bakmaları. Bazı geceler dışarı çıktığımızda ise erkeklerin bakışlarını üstümde hissederdim. Bazısı bana öyle bir bakardı ki... Ohhh, beni böyle arzulayan bir erkeğin altında olmak isterdim o zaman. İçimdeki istek, yangın gün geçtikçe artmasına rağmen hiç aldatmadım kocamı. Pørnø izleyip kendimi okşamaya başlamıştım artık ve bu bana yetiyordu. Daha doğrusu kendimi kandırıyordum aslında yetiyor diye.
Bu yaz başında kocam yine, "Kıbrıs'a gidelim!" diye tutturdu. Uzun zamandır oynamamıştı ve bu işe ayırdığı bütçe de iyice büyümüştü. Anlaşılan bu sefer daha uzun kalacaktık. Tabii bu benim için daha uzun gündüzler ve geceleri yalnız geçirmek olduğu için pek istemiyordum. Hiçbir zaman dırdırcı bir kadın olmadığım için, "Tamam gidelim!" dedim fazla uzatmadan. Ben de özlemiştim zaten plajları.
Kıbrıs'a inip otele yerleştiğimizde kocam hemen üstünü değiştirdi. Her zaman gittiğimiz otellerden değildi bu seferki. En azından öbüründe birkaç hanımı tanıyordum da yalnız kalmıyordum. Arkadaşları ile grubunu yapıp salona neredeyse koşarak indi. Ben de plaja indim. Boş gibiydi biraz ortalık geçen senelere göre. Tek başıma uzanıp kitap okuyor, biraz yüzüyor sonra yine plajda keyif yapıyordum. Odamda öğlen uykusu, havuz başı akşam yemeği ve yemek sonrası havuzda birkaç içki. Son 3 günüm böyle geçmişti. 3 günde toplam 3 saat vakit geçirmemiştik kocamla. Bazen akşam yemeğe gelse de çoğunlukla salonda hallediyordu onu da. İyice canım sıkılmıştı artık ve kızmaya da başlamıştım kocama. Yalnız olduğumu gören bazı tipler askıntı olsa da evli olduğumu belirtip ustaca sıyırıyordum kendimi.
Cuma sabahı yine plaja indim erken saatlerde. Pazartesi dönecektik madem, iyice bronzlaşmak istiyordum. Oğlum da üniversite öncesi arkadaşları ile tatile çıkmıştı. Telefonla konuştuğumda kızlarla olduğunu anlayıp pek rahatsız etmedim onu. Doğaldı tabii. Cebinde bol parası olan bir genci kızlar boş bırakmazdı. O da bunun sefasını sürüyordu. Eh sürsün diye düşünüp plajda boş bir yere geçtim. Güneş kremimi sürüp uzanırken bikinimin de üstünü açıverdim rahat rahat. Plaj boştu zaten ve tek tük yaşıtım turistler de üstsüzdü.
Gözümde güneş gözlüğüm yüzüstü uzanırken birkaç gencin konuşması uyandırdı beni. "Sikecem yapacağın işi, niye geldik buraya, dağa gitseydik bari, kız falan yok burada!" diye küfürlü konuşup gülüşüyorlardı. Öbür arkadaşı da, "Esas buraya geliyorlar, erken daha, bekle biraz..." falan diyordu yine küfrederek. Hafifçe başımı kaldırıp baktım. Biri esmer öbürü kumral oğlum yaşlarında, yakışıklı, spor yaptıkları her halinden belli, ama biraz kaba saba 2 genç erkekti gelen. Dört beş metre uzağıma yerleşmişler, bira içip kritik yapıyorlardı kendilerine göre. "Tüm kış hayatım sikildi inşaatta. Kız bulamazsam sana saplarım bak kanka, 7 aydır abazayım!" diyen delikanlı sanırım gerçekten çok abaza kalmıştı ki sesinin tonunu pek ayarlayamıyordu arkadaşına kızarken.
Doğruldum yattığım yerde. Biraz rahatım kaçmıştı. Doğrulurken de bikinimin üstünü ayarladım düşmesin diye. Ellerimle tutarken o an ikisi ile göz göze geldik. Üstlerinde rengi iyice solmuş şort mayo vardı. Bağladım ve oturup bir sigara içmek istedim. Çantamda sigaramı ararken ikisinin de ilgisi bana kaymıştı birden. Turist sanmışlardı beni. Esmer olan Türkçe bilmediğimi düşünürek benim harika bir milf olduğumu, eline geçse sabaha kadar boş bırakmayacağını, en az 5 postası olacağını konuşurken, öbür arkadaşı da ona hak veriyor, "At gibi. İkimiz birden amından götünden siksek doyuramayız bunu kanka!" diyordu. Rahatsız olmuştum konuşmalarından. Ama beni çok arzulayan böyle iki yakışıklı da biraz ilgimi çekmişti. Gençler işte, biraz eğleneyim rezil edeyim şunları bari diye düşündüm. Severdim böyle oyunları.
Sigarayı bulup çakmağı ararken fırlamalardan kumral olanı birden zıpladı ve yanıma geldi. "Lighter, buyur fire!" diyerek bildiği 3-5 kelime ingilizce ile bana çakmağını uzatıyordu gülümseyerek. Gülümsedim birşey demeden ve sigaramı yakıp, "Thank you!" dedim hiç oyunu bozmadan. "You very beautiful!" diye gülümsedi ve birden elini bacağımın üstüne koyuverdi. O bunu yaparken esmer olan da anında gelmiş ve rusça birşey konuşmaya başlamıştı. Anlamadığım için boş boş bakıyordum, ama o eli de hemen ittirmiştim bacağımdan. İstediğim kadar sert ittirememiştim o an. Sanırım bundan cesaret alan öbürü de kolumu okşamış ve "Çok güzelsin diyorum ya niye anlamıyorsun?" diye gülümsemişti biraz salakça. Yüzümü ekşittim. Bu oyun fazla uzamıştı ve bitirmem lazımdı artık.
"Gençler, gerçekten yabancı gibi mi görünüyorum ya? Anlamadınız mı Türk olduğumu, yoksa biraz saf mısınız siz bakayım?" deyiverdim. İkisi de irkildi birden. Oyunuma devam ettim yine. "Böyle rahatsız ederseniz güvenliğin gelmesi bir dakikayı bulmaz, biliyorsunuz değil mi?" dediğimde kekeler gibi oldular. Birbirlerine suçlar gibi ters ters baktılar. Oyuna devam ettim sonra. Sanki hiçbirşey olmamış, hakkımda konuştuklarını hiç duymamışım gibi, "Eee, ne yapıyorsunuz, tatile mi geldiniz yakışıklılar?" dediğimde yüzleri yine değişti. Gülümsedim ve denize girdim sonra. Bir anda atlayıp hızlı hızlı açıldım ve kendime kendime güldüm. İkisi de yerlerine dönmüştü gördüğüm kadarıyla. Benim için eğlence bitmişti aslında, ama anlaşılan onlar şanslarını denemek istiyorlardı biraz daha.
Yerime dönüp kurulandıktan sonra ikisi de yanıma gelip, biraz mahçup gibi bir ifadeyle özür dilediler. Türk olduğumu hiç anlamadıklarını, bilemeden ayıp ettiklerini falan söylerlerken tanışıverdik. İki de çocukluk arkadaşıymış. Nispeten ucuz olduğu için Kıbrıs'a tatile gelmişler. Hakan 20, Kemal ise 21 yaşındaydı. Gençlerle çok kolay anlaşırdım zaten dediğim gibi. Bir saat kadar oturup konuştuk plajda. Aslında sanki birşey saklıyor gibiydiler. Ama niyetlerini zaten tahmin edebiliyordum. İkisi de bana iltifat ediyordu sürekli. Gözleri bikinimden taşacak gibi duran göğüslerimdeydi ikisinin de. 46 yaşında olduğumu duyunca şaşırmışlardı. Ben de onlara çok yakışıklı olduklarını söyleyip, kızlar konusunda iyi şanslar diledim biraz şakalaşarak ve sonra doğrulup kalktım odama gitmek için. O an Hakan birden hızla önünü düzeltti. Offf, sadece birkaç saniye sürmüştü, ama hareketini gördüm. Çadırı tam anlamıyla kurmuştu.
Odama girip banyo yaparken kendimi tutamadım. Akan suyun altına bedenimi okşamaya başladım. Göğüslerimi okşarken elim bacak arama gitti. Parmağımı sokarken küvete uzandım. Yarım saate yakın kendimi tatmin edip orgazm olurken gözümün önünde Hakan ve bana biraz piç piç, azgınca bakan Kemal vardı. O kolların arasında olmak, tüm o abazalığını üstümde gidermesi, ohhhh, bir daha parmakladım kendimi. Bu sefer iki deliğimle de oynuyordum ve bu sefer daha şiddetli orgazm oldum.
Biraz uzanıp uyuduktan sonra kendi kendime düşündüm. Bu kadar etkilenmeme şaşırmıştım. Evet bu yaşta iki gencin ilgisini çekmek her kadının hoşuna giderdi. Peki kaç sene sürerdi ki bu ilgi? İstediğim kadar spor yapayım, bakımlı olayım, birkaç sene sonra Gamze abla, Gamze teyze olacaktı artık. Canım sıkılmıştı. Kocamı aradım. Açmadı. Bir süre sonra yine aradım meşgule düşürdü. Saat 15:00 gibi bikini yerine mayo giyip havuz başına indim bu sefer. Bir kokteyl söyleyip şezlonga uzandım. Gözler üstümdeydi yine. Birkaç kişi yanıma gelebilmek için işaret bekler gibi beni kesse de huzursuzdum o an ve biraz sert bakınca uzaklaştılar. Telefonda birşeylere bakarken iki fırlamanın sesini duyunca gülümsedim kendi kendime. Anlaşılan kız bulma olayında pek de başarılı olamamışlardı. Kemal Hakan'a küfrediyordu yine, "Getireceğin oteli sikeyim senin!" diye. Beni görmemişlerdi. Arkamdan geçerken, "Şunun gibisi işte yaa!" dedi Kemal ve güldü. "Sus amına kodumun çocuğu bir yaa, Gamze ablayı tanımadın mı?" diye kibarca (!) uyardı Hakan kankasını.
Başımı çevirip, "Ne oldu gençler, bulamadınız mı kimseyi?" dedim gülerek. Hemen yanıma geldi ikisi de. Yanımdaki şezlonga oturdular. "Ya abla olmuyor, yanlış yere gelmişiz biz. Hep evli kadınlar var burada. Sap gibi kaldık resmen ya!" diye gülüştüler. O an bana ikisi de bir değişik bakıyordu. Göğüslerimden tüm vücuduma dolaşıyordu bakışları. Ben de baktım hafif tebessüm ederek. "Akşama dışarı çıkın gençler, barlara falan gidin işte..." derken, Kemal birden, "Beraber gidelim!" dedi. Şaşırdım biraz cüretine. Hakan da bastırdı hemen, "Sen de yalnızsın zaten Gamze abla, gidelim işte, kafan dağılır biraz. Sıkılmadın mı tüm gün tek başına?" diye. Kafam karışmıştı. En son 10 sene önce falan gece çıkıp eğlenmiştim. Tam bir parti kızıydım gençliğimde.
"Hadi yaa kırma bizi!" derken elimi tutmuştu Kemal. Salak, saf bir kadın değildim. İkisinin de bana asıldığı çok belliydi tabii ki. Hatta belki kendi aralarında beni paylaşmışlardı bile. Ve daha bir atak olan Kemal olduğuna göre o kazanmıştı beni. Bir iki içki, belki biraz dans ve iki yakışıklının tüm gece ilgisi bir yana, yemekten sonra kitap okuyup uyumak ve can sıkıntısı. Gülümsedim ve "Söz vermeyim ama bakarız o zaman. Ama bakın ööle sapıtmaca yok, OK mi? Bir iki birşey içip geliriz!" dediğimde, Kemal bir garip güldü ve "Tabii ki hayatım, rahat ol yaa!" derken eli bacağıma gitmişti yine. İttirmedim bu sefer elini. Kemal biraz daha cesaretlendi ve eli bacağımın üstünde dolaşmaya başladı. Dizimin hemen üstünde hafifçe ilerlemeye başladı.
"Senin gibi bir kadın, off, rüyalarımızda göremeyiz biz. Niye bu kadar zorluyorsun bizi?" deyip eli yavaşça kasıklarıma doğru giderken gözlerimi kapattım ve derin bir nefes aldım. "Olmaz amaa, yapmaaa!" derken elimi uzattım eline. Tuttum ve yavaşça çektim elini. Kıpkırmızı olmuştum o an. Bir anda kalktım birşey demeden. Tam giderken bu sefer Hakan tuttu elimi. "Akşam bekliyoruz ama bak. Biz çok istiyoruz, hadi ne olur yaa!" dedi gülerek ve elini bacak arama uzatıp okşadı yavaşça. Hızla ayrıldım ve odama gittim. Başım dönüyordu giderken. Net olarak belli etmişlerdi beni istediklerini. Bayılacak gibiydim. Yatağa öylece uzandım nefes nefese. Sırılsıklam olmuştum.
Oyun gibi başlamıştı ama o an ne yapacağımı bilemiyordum hiç. Birşeyden çok emindim sadece. Bu ikisi yıllardır özlediğim şeyi bana fazlasıyla verecek gibi görünüyordu. Sonrasını düşünüyordum. Düşünmek istiyordum ama sonrası da yoktu. Sadece bu otel ve sadece bu gece. İkisi birden mi? Olacaksa öyle olsun, en çok izlediğim pørnølar da öyle değil miydi? Pazartesi dönecektik. Bir daha görmeyecektim bile. Kimse bilmeyecekti. Kocamı düşününce irkildim biraz. Ya anlarsa, ya bilirse gibi şeyler aklıma geliyordu. Beynim tamamen olması için çalışıyordu. Ayarlardım onu kolayca. Zaten sabaha kadar kalırdı kesin. Dün bir hayli para kazanmıştı ve keyfi çok yerindeydi onun. Zaten ben çok da umurunda değildim ki onun. Bir kere. Sadece bir kere. İyice yaşlanmadan. Elim bacak arama gittiğinde titredim o an. Göğüslerimi okşamaya başladım. Mayomu sıyırıp amımı parmaklarken kapının sesini duydum ve elimi hemen çektim.
Kocam içeri girdi. Ben nefes nefeseydim o an. Biraz daha para kazanmışmış, sonra bilerek kaybetmişmiş pokerde. "Akşama zarf attım aslında, hepsini çok fena ütüleyeceğim. Senin arabayı da yenileriz hemen. Bedava para!" derken gevrek gevrek gülüyordu. Anlamsız gözlerle bakıyordum ona. Hiç umurumda değildi anlattığı şeyler o an. Banyoya girdi ve biraz uzandı sonra yanıma. O an belki dedim ve sokuldum kocama isteğimi belli ederek. "Ya hanım dur bu yaşta ne yapıyorsun, aklım oyunda şimdi. Bir kazanayım söz yarın oynayamayacağım bile!" falan diyordu. Hiç ama hiç ilgisi yoktu bana karşı. Benden de değildi bu. Başka bir kadın, mesela genç bir kız olsa da o an red ederdi.
Sonra kalktı giyindi. "Ben akşam yemeğini salonda yerim, sen takıl işte istediğin gibi. Beni bekleme hiç, sabaha anca dönerim. Sakın telefonla da arama, rahatsız edip konsantrasyonumu bozma!" derken benim aklım çok daha değişik yerlerdeydi. "Akşam şehire inerim ben de o zaman. Gezerim biraz, çok sıkıldım!" dediğimde çok memnun olmuştu. Yeter ki onu rahatsız etmeyim. Ben de bir şort ve askılı bir bluz giydim ve aşağıya indik. Havuz başında kocam bir Viski içerken ben de hafif birşeyler yedim. Kocama pek bakamıyordum. Elim titriyordu biraz. Sonra tekrar odaya çıktık beraber. Kocam üstüne daha rahat bir şeyler giydi gece için. "Sabaha görüşürüz hayatım, bir kazanayım şunu, bir daha ancak sen istersen geliriz!" diyordu halen. Çekti gitti sonra.
Banyoya girip yıkandım iyice. Elimi göğüslerime, bacak arama her götürdüğümde ıslanıyordum ve titriyordum sanki zevkten. Banyodan çıkarken içimde halen biraz tereddüt vardı. Bu boku yiyecektim tamam ama umarım Hakan veya Kemal bunun hakkını verirdi. Tecrübesiz gençlere benziyorlardı biraz. Kalkıp gardrobumu açtım. Kırmızı dantelli külotumu ve sütyenimi giyip bol kesim, beyaz renkli elbisemi giydim. Sarı uzun saçlarımla çok uyuşuyordu bu elbise. Eteği dizlerimin hemen üstündeydi ve dekoltesi sanki benim göğüslerime göre yapılmıştı. Biraz fazla çıkıyordu ama öyle çok aşırı da ortada değildi. Kırmızı bir kolye, genç işi birkaç bilezikten sonra hafif, eğlenceli bir parfüm sıktım. Saçlarıma fön çekip serbest bıraktım ve biraz ağır sayılabilecek bir makyaj yaptım.
İyi de onlar neredeydi acaba? Ne bir telefon vardı, ne oda numarası. Gerçi bu otelde mi kalıyorlar ondan bile emin değildim. Konuyu değiştirmişlerdi hep sorunca. Zaten bunu ben de istemezdim. Bir seferlik birşeydi bu. Otel lobisine inip anahtarı teslim ettim. Lobiden çıktığımda gördüm ikisini de. Biraz eskiydi elbiseleri sanki. İkisinde kot pantolon ve tişört vardı. Pazardan alınma ucuz birşeyler olduğu belliydi. Şaşırdım biraz öyle görünce. Bu otelde kalıyorlarsa o kadar da parasız olamazlardı. Sağa sola bakınıyorlardı sürekli tedirgin bir şekilde.
"Merhaba gençler, naapıyorsunuz? Nereye götüreceksiniz bakalım beni?" diye neşeli bir şekilde yanlarına gidince ikisi de bir anda ayağa kalktı panikle. Sonra bana baktılar. Gözleri üstümdeydi ikisinin de. Çıkarken, "Oda anahtarını bırakmıyor musunuz?" diye sorarken anlamıştım bile çoktan bu otelde kalmadıklarını. "Eee... şey... yok biz bıraktık..." diye kem küm etti Hakan. Kemal bir an ona baktı ve "Yaa zaten belli sayılır herşey. Bence söyleyelim yaa. Anlayacak şimdi zaten!" derken, Hakan da kabullenmiş gibiydi. "Yaa Gamze abla, aslında biz otelde değiliz yaa. Çalışıyoruz da Kıbrıs'ta. Bir tanıdık vardı otelde, bizi soktu içeri işte sorun çıkarmadan. Plaja falan gideriz diye. Orada da seninle tanıştık işte!" dediğinde sıkılmıştı biraz.
"Hangi işte çalışıyorsunuz gençler?" diye gülerek sorduğumda aslında onları biraz rahatlatmak istemiştim. O an şirket CEO'su olmaları ya da işsiz güçsüz olmaları umurumda değildi ki hiç zaten. "Yaa ablacım, biz ee... şeyy..." diye kekelerken Kemal, Hakan kurtardı bu sefer kankasını. "Ablacım çalışıyoruz işte inşaatlarda falan. Kıbrıs'ta güzel para olduğu için buraya geldik yazın. Askere gidene kadar para biriktirelim biraz dedik. Hem eğleniriz de diyorduk, ama görüyorsun işte bizim durumu ya. Sen anlamışsındır zaten!" diye sırıttığında ben de güldüm. "Tamam tamam. Rahat olun, önemli değil ne olduğunuz. Eh hadi gidelim de bir yerlerde eğlenelim o zaman biraz. Hesaplar benden merak etmeyin!" dedim.
Konuşa konuşa otelin dışına çııktık. Ben, hadi taksi bulun demek üzere iken ikisi de bir arabaya doğru yöneldi. Eski bir arabaydı. Her tarafı çizik içinde, bazı köşeleri ezik, büzüktü. Bir inşaat şirketinin amblemi vardı üstünde. "Bizim limuzine hoşgeldin Gamze abla. Şef yok, bu hafta biz de kaptık bunu işte, ne yapalım!" diye gülüştüler. Hafif tebessüm ederken kaşlarım da biraz kalkmıştı. "Yaa bu çok rahat, öyle durduğuna bakma. Dün bütün gün bununlaydık zaten, arka tarafta falan minderler de koyduk. O kadar güzel oldu ki!" derken Hakan hafifçe belime sarılmıştı. Kemal de elimden tutmuş ve gel der gibi arabaya yönlendirmişti. Aslında taksi tutup gidebilirdik, dönüşte de onlar alırdı arabalarını, ama o an buna da tamam dedim. Madem bir macera yaşayacaktım, bazı şeylerin de değişik olmasında bir sıkıntı yoktu. Centilmence arka kapıyı açtı Kemal. Ben arkaya binerken o da öne oturdu. Arabanın arkası gerçekten de minder, çarşaf, örtü gibi şeylerle doluydu.
"Çok güzel bir koy keşfettik ya. Sizin otelin hemen yanında. Gece içkileri alıp oraya gidiyoruz. Kimse yok falan çok iyi oluyor!" diye açıkladılar biraz durumu. Anlaşılan niyetleri beni oraya götürmek, aslında inşaata götüremeyecekleri için oraya atıp güzelce sikmekti. Anlamamazlığa vurdum. Yola çıktığımızda fazla uzaklaşmadık otelden ve gördüğüm ilk bara yönlendirdim onları. Ben bir kokteyl isterken gençler de Votka enerji istediler. İçkilerimizi içip konuşurken Hakan'ın da Kemal'in de eli sürekli bacağıma gidiyor, kolumu okşuyorlardı. Pek durduramıyorlardı kendilerini. İkisi de çok eğleniyor gözüküyorlardı. Yaşımı hiç göstermediğimi falan söyleyip iltifat ederlerken üçüncü içkileri de bitirmiştik.
Hakan biraz daha cüretkar davranmaya başlayıp elini belime götürmüştü bile. "Senin gibi güzel bir kadın böyle yalnız kalmamalı yaa. Kafasını sikeyim o kocanın!" diye gülüşürken birden dudağımın kenarına hafif bir öpücük kondurdu. Evet işte sonunda o sınıra gelmiştik. Şu an onlara teşekkür edip otele dönebilirdim. Onlarla beraber dönmeme bile gerek yoktu. Bir taksi tutar 15 dakika sonra da odamda olurdum.
Hakan'ın eli belimden göğüslerime, Kemal'in eli de dizimden yukarı doğru çıkmaya başlarken izin istedim. Ne yapmaya çalıştığımı aslında ben de bilmiyordum. O an alev alev yanıyordum sanki ve bacaklarımın arasında çok tatlı bir ıslaklık vardı. Tuvalete gitmek için izin aldığımda Kemal de benimle beraber geldi. Gayet kibar bir şekilde eşlik etmişti kapıya kadar. İşimi görüp aynada biraz yüzüme su çarptım ve makyajımı hızlıca tazeledim. Ben ne yapıyorum diye düşünmek bile istemedim o an. Bu macerayı istiyordum. Odamda giyinirken de hazırdım buna, lobide onlara merhaba derken de.
Tuvaletten çıktığımda Kemal bir an bana baktı. "Yaa çok güzelsin sen ama!" derken birden belimden tutu ve kendine çekip dudağımı öptü. Hiç tepki göstermedim. Bir daha öperken benim de elim onun beline doğru gitti ve öpüşmeye başladık orada Kemal ile. Elleri bir anda popoma indi öpüşürken. Avuçlayıp sıkarken kendine doğru çekti. "Bizim oraya gidelim bence. Kimse yok. Çok rahat ederiz!" derken soluksuz öpüşmeye başlamıştık. Beni kendine doğru çektikçe kot pantolonun önündeki sertliği de hissetmeye başlamıştım. Bir iki kişinin öksürmesi o an bizi kendimize getirdi ve ayrıldık. Gülüşüp yerimize giderken Kemal sanki benden bile daha çok utanmış gibiydi bu duruma. Ben ise gayet alışktım aslında gençliğimden böyle şeylere.
Yerimize otururken Hakan da (Geç kaldınız yaa, birşey mi oldu?) der gibi bakıyordu. "Hadi kalkalım mı artık gençler?" dediğimde Kemal sırıttı ve hemen hesabı istedi. Hakan anlamadığı için biraz bozulmuş gibiydi. Koluna girdim onun gülerek ve "Sizin şu koya gidelim dedik Kemal ile. Çok güzelmiş dediğine göre!" dediğimde o da güldü. Kemal bana çaktırmak istemese bile Hakan'a göz kırpmasını fark etmiştim.
Hesabı nakit ödedim. Arabalarına gittiğimde ise Hakanı arabayı yavaş sürmesi konusunda uyardım. Zaten alkollüydü ve bu azgınlıkta uçacağı belliydi. Arka koltuğa otururken Kemal de yanıma oturdu bu sefer. Yola çıkar çıkmaz ise birden onunla öpüşürken buldum kendimi. Bu sefer çok daha hızlıydı yakışıklı. Elleri her yerimde dolaşmaya başlamıştı bile. Elbisemin içine doğru girdiğinde ise eli nefesim hızlandı. Memelerimi azgınca avuçlamaya başlamıştı. Dili ağzımın içindeydi ve dudaklarımı sürekli çekiştirip emiyordu dudaklarıyla. Biz inlemeye başlarken Hakan da bize bakıyordu dikiz aynasından.
Elim Kemal'in dizinin üstündeydi. Yavaşça yukarı çıktı. Biraz daha çıktığımda sert, büyük bir şeye geldi elim. Tutup okşadım sikini. Kemal biraz daha çekti beni kendine doğru bunu yapınca. Ben de biraz daha yapıştım sikine ve okşayıp sıvazlamaya başladım. Bir bacağım artık kucağındaydı Kemal'in ve eteğim tamamen açılmıştı. Bir anda çekti ve kucağına aldı beni tamamen. Elbisemin askısını düşürmüş, memelerimi öperken elleri popomdaydı ve sertçe sıkıp okşuyordu. "Nasıl denk geldik biz senin bir kadına yaa!" diye homurdanır gibi söylenirken ben kasıklarımı önündeki sertliğe sürtmeye başlamıştım ve gözlerim kapalıydı o sırada. Elimi götürdüm sonra. Ona bakıp göz kırparken kemerini açmaya başladım. Kocaman açıldı gözleri o an inanamıyormuş gibi. Kemerini açtım ve fermuarını çekip elimi içeri soktum. Ohhh, taş gibi sert, sıcacık ve beklediğimden iriydi siki.
Kavrayıp okşarken Kemal sarılmıştı bana iyice. Eli eteğimin altında külotuma gittiğinde ise çekiştirmeye başladı. Biraz acemilik biraz da azgınlıktan rahat çıkaramamıştı. Hiç karışmadım ona. Parmaklarını hissediyordum o an ve bu artık unuttuğum çok güzel bir duyguyu bana hatırlatıyordu.
Bir an için başımı kaldırdığımda otelin önünden geçtiğimizi gördüm. Hakan oldukça hızlı sürmeye başlamıştı yaklaştıkça. Gülümsedim Kemal'e ve "Hakan çok hızlı değil mi?" derken kucağından yavaşça kenara kaymıştım. "Sen onu birazdan gör anlarsın ne kadar hızlı olduğunu!" diye sırıtırken yüzü değişmişti indim diye. Anlaşılan pek memnun olmamıştı bu duruma. Ama birazdan yapacağım şey ile onu gayet memnun edeceğimi de biliyordum. Sikini çıkarttım pantolonundan ve elimdeyken ona baktım. Dudağına bir öpücük. Sonra boynuna. Ve kasıklarına inen başım.
"Ohhhhhh, evettt, çok güzel bu!" diye inlemesi. Aynı araba bir an sallandı. "Dikkat etsene orospu çocuğu. Bu haldeyken kaza yaparsan sikerim ananı ibne!" diye itirazını dile getirdi Kemal gülerek. Ağzıma tekrar soktuğumda ise sesi hemen kesildi. Eli başımdaydı. Hiç bastırmıyordu başımı. Oldukça iriydi siki. Çok kalın değildi ama başı gövdesinden daha kalındı. Dudaklarımın arasından ağzımın içine doğru kayıyor, ordan da yavaş yavaş boğazıma kadar girip çıkıyordu. "Ohhh çok güzel. Offf, kanka harika yalıyor var yaa. Ohhh, bu kadarını tahmin edemezdim!" diyordu. O böyle konuştukça ben dudaklarımı daha çok bastırıyordum. Başımdaki eli gittikçe ağırlaştı sanki. Bastırmaya başladı ağzına. Sesi de kesilir gibi olmuştu. Baktığımda başı geriye kaymış, gözlerini kapatmış gibiydi.
Bozuk bir yolda hızlı sürüyordu arabayı Hakan. Araba sarsıldıkça Kemal de ağzıma daha çok sokuyordu ve bastırıyordu durmadan. Birazdan boşalacağını anlamıştım ve ağzımdan çıkartmak istedim. Homurdandı, biraz bastırdı başımı. Dudaklarım kafasının üstüne kadar kayarak çıktığı sırada biraz sert bir fren yaptı Hakan ve arabayı durdurdu. "Yaa geldik tamam. Ne yapıyorsunuz siz yarım saattir?" derken elini arkaya uzatmış ve popomu okşamaya başlamıştı. Ayrıldım birden ve başımı kaldırıp üstümü düzelttim. Elbisemin askısı iyice düşmüştü. Sütyen de kaymıştı ve memelerim de ortadaydı tamamen. Kemal'in sikinin tam kafasında beyaz bir damla vardı ve bana sitem eder gibi bakıyordu.
"Ay yok Hakancım birşey yapmıyorduk. Senin bu arkadaşın çok fena ama söyleyim!" dedim ve ufak bir kahkaha atıp arabadan indim. Etrafıma bakındım. Gerçekten de tamamen ıssız, ufak taşlık ve bol ağaçlı bir koydu burası. Hemen arkamızda 2 ev vardı. Büyük ihtimalle aslında bu eve aitti, ama kimseler gözükmüyordu o an etrafta. Ayakabılarımı çıkarıp otların üstünde yürüdüm biraz. Bizim otelin ışıkları görünüyordu. Kocam belki çok para kazanıyordu şu an, veya kaybediyordu. Umurumda bile değildi o an.
"Yaa siktir git sen hazırla işte ibne. Biraz da ben yapayım!" diyordu Hakan arkamda. Birden sarıldı bana ve çekti kendine. Bu sefer Hakan ile öpüşmeye başladım. Elleri hemen eteğimin altına girmişti bile. Kemal ise arka kapıyı açmış ve minderleri çıkartıp bir ağacın altına sermeye başlamıştı biz Hakan'la öpüşürken. Minderleri bırakıp o da arkamdan sarıldı. "Mmmm gençler ikiniz birden fazla gelmez misiniz bana yaa? Genç kız mıyım ben ama?" dedim. İkisi birden beni kendine doğru çekiştiriyordu. Dudaklarımı ve boynumu öpüyorlardı sürekli.
"Biz sana yeter miyiz onu düşünüyorduk Gamzecim yaa. Mahvettin ikimizi de, çok azdırdın yaa bizi!" derken bir el bcaklarımın arasına girdi ve amımı okşadı külotumun üstünden. O an Hakana sarıldım titreyip. Ona sarılınca Hakan da bana sarıldı ve onunla öpüşmeye başladık. Eli eteğimin içine girmişken dudaklarımı azgınca öpüyor, dudaklarıyla çekiştirip dilimi yakalamaya çalışıyordu. Parmakları amıma değerken boynuna sarıldım onun. Öbür eli ile kemerini açmaya çalışıyordu. Kemal de arkamdaydı ve bastırıp duruyordu popoma. Onun da elleri göğüslerimin üstündeydi o sırada. Avuçlamıştı memelerimi ve okşayıp sıkarken bluzumun içine sokmaya çalışıyordu. Hakan bir an için zar zor ayrıldı dudaklarımdan ve "Hadi hazırla şurayı artık. Bırak iki dakika işte!" dedi arkadaşına ve kemerini açıp tekrar dudaklarıma yumuldu. Elimi önüne götürdüm. Okşamaya başladım. Hımmm, Hakan'ınki Kemal'inkinden de büyüktü. Elimi külotunun içine sokup sıktım kafasını ve gülümsedim ona.
Bir an şaşırdı ve mutlu bir şekilde gözlerini kapatıp gülümsedi yavaşça. Elleri omuzlarımdayken bastırdı belli belirsiz. Ne istediği gayet belliydi. Ben de bu yakışıklıya istediği şeyi vermek isteyen bir kadındım. Biliyordum ki o da Kemal de benim istedğim şeyi fazlasıyla verecekti bana. Önünde diz çökerken arkama baktım. Ağacın altına Kemal bir örtü sermiş ve iki üç tane büyükçe minder koymuştu. Ağacın yan kısmını ise başka bir örtüyle kapatmak üzereydi. Gayet becerikli bir şekilde hızlı hızlı yaparken gözü de bizim üstümüzdeydi.
Diz çöküp Hakanın sikini çıkartırken ona da göz kırpttım biraz çapkınca. Sonra Hakana baktım. Bana bakarken ifadesizdi yüzü. Elimle okşadım önce. Taş gibiydi elimde. Sıcacıktı. Dimdikti. Ohhhh, uzun zaman olmuştu bu hissi yaşamayalı. Taşaklarının üstünden kafasına kadar yalarken ona baktım yine. Gözleri kapanmıştı hemen dilimi hissedince. Kafasını ağzıma sokup emdim ve dilimle etrafını dolaştım. Hafif bir inleme sesi gelirken birden soktum ağzıma. Yavaş yavaş sokup çıkarmaya başladım ağzıma. "Ohhhhhhhh, ablacım sen neymişsin yaa! Ohhhh, ağzın sıcacık. Hayatımda böyle muamele çeken olmadı bana yaa! Yala hadi abla, em hadiii!" derken eli başıma gitmişti bile. Başımı bastrmadan belini ileri geri oynatarak sokup çıkartıyordu ağzıma.
Birden Kemal geldi yanımıza. Çoktan indirmişti bile pantolonunu. Sıvazlıyordu sikini hemen yanımda. Elimi uzatıp tuttum ve okşamaya başladım onunkini de. Yaklaşıp yanağıma sürtmeye başladı hemen abaza oğlan. Az önce ona yaptıklarımı hatırlıyor ve yine ağzıma sokmak için sabırsızlanıyordu. Dudaklarımı iyice bastırıp eme eme sokup çıkarmaya başladım Hakan'ın sikini. Sesi iyice çıkmaya başlamıştı. Kemal de sikini okşarken eli omuzlarıma gitti ve askımı düşürüverdi birden. Bir anda çıkartıp onunkini soktum ağzıma. Kemal hemen başımdan tutup çekti sikine ve bastırdı. Ben Kemal'in sikini emerken Hakan da pantolonunu çıkartmıştı. O da hemen yanımda sikini sıvazlayıp yanağıma sürtüyordu. Bu sefer onunkini okşamaya başladım. İkisi de iyice azmış haldeydi. Kemal'in sikini boğazıma kadar sokup çıkarttım hızlıca ve Hakan'ınkini kaptım yine. "Ohhhh, ablacım delirteceksin bizi sen!" diye inliyordu iki delikanlı da zevkten. Kazık gibi olmuştu ikisinin de siki. İkisini de elimle tutup sıvazlamaya başladım. Tam ortalarına almışlardı beni. Biri omuzumu öbürü yanaklarımı okşuyordu o sırada. Ve gözleri çakmak çakmak bakıyordu ikisinin de o an.
"Yaaa gençler çenem yoruldu ama, ne bu böyle? İkinizinki de sopa gibi. Ne ile besledi anneleriniz sizi böyle?" diye gülümsedim okşarken. O an birbirlerine baktılar. Hakan birden eğildi ve koltuk altımdan tutup kaldırdı beni. Onun kollarının arasında sürüklenir gibi dört beş adım attık ki mindere yuvarlandım Hakan üstüme çıkarken. Bluzumu bir anda çekip iyice indirdi üstümden. Kemal de gelmişti ve ikisi birden saldırır gibi öpmeye başladı her yerimi. Dudaklarımı, memelerimi eme eme öpüp yalıyorlardı durmadan. Sporu, estetiği derken binlerce dolar ve büyük emek harcadığım vücudum bu oğlum yaşındaki iki amelenin zevkine sunulmuştu.
Elleri her yerimde dolaşıyordu. Ve sonunda kimin olduğunu bilmediğim bir el eteğimin içine girdi. Amımı okşarken külotumu da çıkarmaya başladı. O kadar acele ediyorlardı ki, tamamen soymayı bile bekleyemiyorlardı. Bacaklarımı araladım ve popomu kaldırdım biraz. Külotum dizlerime inerken ikisi birden üstüme çıkmaya çalıştı o an. Birbirini ittirmeye başlamışlardı. Kollarımı iki yana açıp uzandım mindere iyice. Sonunda üstüme çıkan ise Kemal oldu. Başını memelerimin arasına gömerken sikinin kafasını da amımın üstünde hissettim. Kollarımı sardım boynuna. Dayadığında bir an gözlerimi kapattım ve başım geriye düştü. Yavaşça yerleştirdi sikini. Gözlerimi kapatırken omuzlarımdan çekip birden yüklendi ve soktu köküne kadar. Ohhhhhhh, bu çok güzeldi işte, ohhhh, yıllardır hissetmediğim bir zevkti bu. Kemalin kalın siki amımı iyice doldurmuştu. İkimiz de inledik.
Ve sikmeye başladı beni. Hiç beklemeden, sokup çıkarmaya başlamıştı üstümde. Sesim yükselmeye başlamıştı iyice o sokup çıkartırken. "Ohhh, ohhhh, evet, çok güzelll, ohhh, evettt yakışıklım, çok iyisin devam ettt!" diye inlemeye başlarken kendimi onun kollarına bırakmıştım. Dizlerinin üstünde doğruldu ve baldırlarımdan çekti beni iyice sikine doğru sertçe. Çeke çeke sikiyordu beni şimdi durmadan. O sırada Hakan geldi baş ucuma. Tamamen soyunmuştu o kankası beni sikerken. Başımdan tuttu ve önüne doğru çekti. Konuşmaya, tek kelime söylemeye halimiz yoktu hiçbirimizin. Kemal başını hafifçe eğmiş ve anlamsız bir şekilde hırıldar gibi sikerken Hakan da başımı tutup ağzıma sokmuştu o iri sikini. Hiç yapmadığım ama genç kızlığımdan beri hep içimde olan birşeydi bu.
Hızlanmaya başladı ikisi de. Hakan özellikle boğazıma kadar sokup çıkartıyordu sürekli. Ellerimi onun baldırlarına koymak istedim ama Kemal de hiç duramadan beni kendine doğru çeke çeke sokup çıkartıyordu amıma. Ellerim gevşedi bir an. İnledim. "Kemaall, kemalll, bırakma sakın, evett, ohhh, evettt, devam et hadiii!" diye hızlı hızlı konuşmaya başlarken çoktan unuttuğum o his geri gelmişti. Bacaklarımın arası sanki yanıyordu. Kemalin siki sanki bir buz parçasıydı o an. Titredim ve tüm vücudum gerildi kasılırken. Kemal, "Ohhh, fırın gibi senin amın, ohhh, dayanamayacağım artık daha fazla. Ohhh, kaç aydırrr..." dedi ama bitiremedi sözünü. Ben titreye titreye orgazm olurken köküne kadar soktu ve bütün döllerini akıttı içime. O an gözlerim kararmıştı sanki. Hafifçe üstüme yığılmıştı Kemal nefes nefese.
Hakan da, "Siktir len, çekil hadi. Bende sıra!" diye söylendi ve ağzımdan sertçe çıkardı sikini. Hemen üstüme çıktı ve kolunu boynuma sardı. Bacağımı kaldırıp pazusunun arasına aldı ve birden soktu sertçe. Ben, "Ihhhhh, yavaş olsana Hakannn!" diye inlerken hızlı hızlı sikmeye başladı hemen. Kemal'den çok daha sert sikiyordu beni. O iri siki her seferinde dibimi buluyor, kafasına kadar çekip sapladıkça taşakları çarpıyordu. Kendini kaybetmiş gibi siktikçe hırıldar gibi sesler çıkarıyordu. Başını memelerimin arasına gömmüş hiç konuşmadan sikiyordu beni sadece.
Sarıldım omuzlarına. Tırnaklarım batıyordu o beni siktikçe. İnlemeye başlamıştım durmadan yine. Birden başımda bir el hissettim ve saçlarımı okşayanan elin sahibi Kemal başımı kaldırıp sikini dudaklarıma sürmeye başladı. Daha 5 dakika bile olmadan sertleşmeye başlamıştı bile. Dudaklarımı araladım ve Kemal yavaşça soktu ağzıma. O ağzımdayken Hakan da sarılmıştı bana iyice. Temposunu hiç düşürmeden daha da hızlanarak sikerken iyice kaldırdı bacaklarımı. Omuzlarına kadar yukarı kalkmıştı bacaklarım.
"Ohhhhh, çok güzel amcığın varmış senin yaa. Nasıl, güzel sikiyor muyuz seni? Alıyor musun istediğini Gamze ablacım?" diye diye sikiyordu beni. Cevap veremiyordum bile ona. Kemal'in siki iyice sertleşmiş ve boğazıma kadar girip çıkıyordu sürekli. İki elini de başıma götürmüş, arkadaşıyla aynı tempoda ağzımı sikiyordu o da. Gözlerimi kapattım ve kendimi tamamen genç erkeklerime teslim ettim. Oğlum yaşında iki genç tahmin ettiğimden çok daha güzel sikiyordu beni. Hakan siktikçe arka arkaya orgazm olmaya başlamıştım artık. Kemal'in siki ağzımdayken inler gibi sesler çıkıyordu. Bu ise onu daha da delirtiyor ve ağzıma bastırıyordu iyice. Memelerim sallandıkça yalayıp okşuyorlardı durmadan. Hızlandı ve homurdanmaya başladı Hakan. Kemal'in de sesi onunla beraber çıkmaya başlamıştı.
Kendine çekti beni Hakan ve taşakları amıma dayanırken inlemeye başladı. O kadar sert çekmişti ki birden beni, Kemal'in siki de çıktı ağzımdan. Döllerini içime akıtırken ben yine orgazm oldum. Kemal de aynı anda sıvazlmaya başladı sikini ve işer gibi boşalmaya başladı üstüme. Memelerimin üstüne fışkırır gibi akıyordu dölleri. Üçümüz de inledik o an. Ve yığılıp kaldık minderlere nefes nefese. Bacaklarımın arası, memelerim her yerime boşalmışlardı. Dudaklarımdan da akıyordu döller. Nefes alamayacak gibiydim oan. Gözlerimi zor açabiliyordum. Elleri halen üstümdeydi ikisinin de.
"Gençler siz ne yaptınız böyle bana yaa? Ben alışık değilim hiç böyle yaa!" diye söylenirken halen inler gibi çıkıyordu sesim. "Daha yeni başladık Gamze. Hadi devam edelim. Çok mu yoruldun ablacım, hadi!" diye konuşurken okşuyorlar, henüz sertleşmemiş siklerini bastırıyorlardı her yerime. Ayağa kalkıp elbisemi tamamen çıkartıp çırılçıplak kaldım. Elleri hemen üstüme uzandı.
"Hava çok sıcak gençler. Bir denize gireyim de kendime geleyim bari. Nasıl, güzel oluyor mu bu saatte su burada?" deyip denize doğru gitmeye başlamıştım bile. Bir anda fırlayıp arkamdan gelmeye başladı onlar da. Hızla suya daldım. Bir iki hızlı kulaçla uzaklaştığımda çoktan boyu aşmştı su. İkisi de bir yere kadar geldiler, ama yüzme bilmedikleri için fazla yaklaşamadılar. Söylenip duruyorlardı bana. Gülümseyip laf attım ben de onlara ve sonra biraz dalıp çıktım ve temizledim kendimi iyice.
Yakışıklı gençleri fazla bekletmeyip yanlarına, derin olmayan yere geldiğimde hemen sarıldı ikisi de bana. Su tam göğüslerimin hemen altındaydı ve Hakan arkamdan Kemal de önümden sarılmıştı. Soğuk suya rağmen ikisinin de siki kazık gibi olmuştu bile ve sürtünüyorlardı durmadan bana. Dudakları her yerimde dolaştıkça ben Kemal'e sokulup sarılmaya başladım. Ben ona sokuldukça Hakan arkamdan bastırıyordu. Bacaklarımı araladı. Sürtünürken kendini çok az geriye çekti. Amıma sürtüp yavaşça soktu ve hepsini köküne kadar yerleştirdi içime. İnledim o an zevkle. "Ohhh bu çok güzelll!" derken Kemal dudaklarıma yapıştı. Hakan sikmeye başlamıştı amımı arkamdan. Gidip geldikçe sular sıçrıyordu. Popomu indirip kaldırarak ona yardımcı olmaya çalışıyordum. Ama suyun içinde almakta çok zorlanıyordum. Kemal belime sarılarak Kendine çekiyordu durmadan. Bir elim de onun sikindeydi artık.
"Gençler, bu gerçekten çok güzel ama zorlanıyorum ben!" diye itiraz etsem de Hakan pek dinlemiyor, sıcak dar amımdan çıkarmak istemiyordu hiç sikini. Gözlerimi acıyla kısmıştım ve ellerim Kemal'in omuzundayken tırnaklarım batıyordu ona. Sonunda Kemal uyardı arkadaşını, "Karı ölecek len, yavaş biraz orospu çocuğu. Eşek mi sikiyorsun amına koyayım? Gel hadi sen ablacım, çıkalım biz!" diye. Hakan geriye çekildi ve sikini amımdan çıkartıp dudaklarımı öptü, özür dileyerek, "Çok güzelsin, dayanamıyorum, ne yapayım. Hadi çıkalım madem!" dedi.
Beni sanki elleriyle taşıdılar kumsala. O kısacık yol boyu dudakları da elleri de bir an için ayrılmamıştı üstümden. Sonunda mindere tekrar geldiğimizde üçümüz de uzandık. Bir havluyu üstüme kapatıp okşar gibi kuruladılar beni. İkisi de memelerime saldırmış, aç kalmış bebek gibi emiyorlardı. Hakan arkamdaydı ve siki popomun arasına sürtünüyordu durmadan. Eli yavaşça belime sarıldı. Birden çevirdi beni minderde. Arkama geçip popoma sürttü ve aşağı kaydı sonra yavaşça. Boynumdan sırtıma derken dudakları popoma geldi. Oradan kasıklarıma indi. Dilini hissettiğimde araladım bacaklarımı. Kemal de doğrulmuştu dizlerinin üstünde ve sikini eliyle tutup sürtüyordu yüzüme. Hakanın dili kasıklarımda dolaşırken Kemal'inkini aldım ağzıma.
Hakan piçi çok ama çok güzel biliyordu bu işi sanki. Durmadan yalıyor ve dilini nereye bastırması gerektiğini çok güzel biliyordu. O zevkle yalıyordum ben de Kemal'in sikini yavaş yavaş. Dili amımdan biraz yukarı çıktığında gözlerimi kapattım zevkten. Göt deliğimi bulmuştu şimdi. "Offf, ablacım çok güzelmiş ya bu. Oğlum bunu var ya..." deyip tamamlayamadı sözlerini ve deliğimi yalamaya başladı. O an hızlı hızlı emmeye başlamıştım Kemalin sikini. Doğruldu Hakan üstümde. Biraz sürtündü yine ve yavaşça soktu yine amıma köküne kadar. Hiç bekletmeden sikmeye başladı sonra. O bana sert sert vurdukça Kemalin siki de boğazıma kadar girip çıkıyordu.
Parmaklarını göt deliğimde hissettim sonra. Oynuyordu göt deliğimle beni sikerken. Ohhh, bu çocuk götümden de sikmek istiyordu beni. 20 yıldır sikilmemiştim oradan. Yavaşça soktu parmağını götüme. Başım kalktı o an ve inledim zevkten. Benim aldığım zevki görünce Hakan iyice sertleşti arkamda. Durmadan sokup çıkartıyordu deli gibi. Kemal de saçlarımdan tutup ağzıma sokmuştu aynı sertlikte. Amımdaki ateş bir top gibi patladı sanki. Ben zevkten inleyerek orgazm olurken ikisi de sikiyordu beni. Hakan amımdan, Kemal ise ağzımdan, kendilerine çeke çeke sikiyorlardı beni.
Bir an durdu ikisi de. Hakan çıkardı amımdan ve üstüme uzandı. Arkamdan sarıldı bana. Kemal de sarılmıştı o an. İkisinin arasında ezilirken Hakan'ın üstünde buldum kendimi. Siki dimdikti. Taş gibiydi. Kendime inanamıyordum. Halen istiyordum. Sanki bu gece hiç bitmesin, içimden hiç çıkarmasınlar istiyordum. Hakan'ın üstündenyken yavaşça geriye attım popomu. Elleri sımsıkı yapışmıştı popoma. Ben geriye atarken siki de amıma girdi birden ve yüklendi. Yüklendiği gibi köküne kadar sokmuştu bile. Bir an nefes aldık ikimiz de. Ter içinde kalmıştım o an. Hakan dizlerini kırmış içime sokup çıkartıyordu. Birden Kemal'i hissettim üstümde. Ohhh, evet Kemal de üstüme eğilmişti ve popomun arasına yerleştirmişti sikini. Göt deliğime bastırıyordu sanki sürtünürken.
"Ihhhh, Kemaall olmaz ordan ama yakışıklım, Hakan bitirsin bekle istersen. Alamam ben öyle şimdi!" diye itiraz etsem de o yavaş yavaş bastırıyordu yine. Bir an, çok kısa bir an geriye çekildi Kemal. Kurtuldum diye sevinirken Hakan soktu sertçe ve kaldı öyle. "Ohhh, ablacım olur yaa! Çok güzel ama burası. Senin gibi bir kadın denemiştir zaten daha önce. Sen sakin ol. Acıtmam canını merak etme!" derken tükürdüğünü duydum. Göt deliğim ıslandı sonra tükürükle. Sıcak taş gibi sikinin kafasını hissettim. Ve bastırdı. Gözlerim açıldı o an. Tam sertçe itiraz edecekken birden bastırıp soktu Kemal götüme. Tırnaklarım Hakan'ın omuzlarına saplandı o an. Kemal hiç acele etmeden yavaş yavaş, içimde oynata oynata yerleştirdi sikini. Çekti biraz ve soktu yine. Santim santim girdikçe göt deliğime, Hakan da altımda oynatıyordu.
Bir an gözlerimi kapattım. Bu benim için çok fazlaydı. Bu iki genç artık kelimenin tam anlamıyla bir orospu gibi sikiyordu beni. Kemal çıkardı içimden. O an inledim kendimi tutamayıp. Ve tekrar tükürüp birden soktu götüme. Yarısı girmişken bir çığlık attım ki bütün koy inlemiştir herhalde. Çekti ve birden hepsini soktu bu sefer. Soktuğu gibi çığlıklarıma hiç aldırmayıp sikmeye başladı götümü. O soktukça Hakan da sikmeye başlamıştı artık. Hepimiz inliyorduk o an. Kemal dibime dibime bastırıyordu durmadan. Taşaklarını hissettikçe Hakan'a sarılıyordum. Üçümüz de kitlendik bir an birbirimize. Ve üçümüz de aynı anda boşalmaya başladık sonra. Amıma, götüme fışkırtıyorlardı döllerini genç sikicilerim. Bir an gözlerim karardı sanki ve gevşeyip bıraktım kendimi. Işıklar, Hakan, Kemal, sahil hepsi gitti...
Kendime gelirken, "Gamze abla, hadi uyan, ne oldu yaa?" diyen iki gülümseyen genç vardı karşımda. "Korkuttun bizi Gamzecim yaa. Nasılsın? Al su iç hadi!" diyerek Hakan gülümsüyordu bana ve suyu uzatıyordu. Zar zor alıp içtim. Bir an doğrulmak istedim, ama belim ağrıyordu. Hakan yardımcı oldu bana ve denize gittik beraber.
Kemal de sudaydı. Derin olmayan yerde biraz uzandım suda. Kendime geldim yavaş yavaş. Çıkışta kurulanırken ikisi de bana bakıyordu ve sanki halen istiyor gibiydiler. Ama ben bitmiştim artık. Ayakta zor duruyordum. "Saat kaç olmuş gençler yaa, hadi gidelim artık!" deyip cep telefonuma baktım. Neyse ki arayan falan yoktu hiç. Saat 03:00'e geliyordu. Sütyenimi bulsam da külotumu bulamadım. Elbisemi giydim. Buruş buruş olmuştu elbise de. Benim de halim elbiseden pek farklı değildi. Gençler de toplanırken aralarında gülüşüp birbirlerine laf sokuyorlardı sürekli.
Bir ara Hakan gelip hangisinin daha iyi olduğunu sordu hiç utanmadan. Gülümsedim ve ikisinin de çok iyi olduğunu söyledim. Hakan yaklaştı ve ben sırtımı bir ağaca dayamışken belimden sarıp dudaklarımı öpmeye başladı yavaş yavaş. "Yaa öyle cevap verme ama, söyle işte. Kemal mi daha iyi sikti, ben mi? Hem biz aslında biraz daha olsa ya diyorduk. Erken gitmiyor muyuz ki?" dedi, elleri kalçalarımda dolaşıyordu durmadan. İnanılmazdı ama siki yine kalkmıştı ve sürtünüyordu her yerime o an. Dudakları ağzımı tamamen kapatmış, elleri popomu sıkıyor ve kot pantolonunun üstünden bastırıyordu durmadan.
"Hakancığım, çok yoruldum ama canım, dur artık, ama olmaz ki!" diye itiraz ediyordum, ama onun pek dinleyecek hali yoktu o an. "Olur ablam olur, bir kere daha sikeyim seni, sonra söz otele bırakacağım. Hem bir yerin eksik kaldı, bu piç alay eder sonra benimle!" derken çevirdi birden beni ve sarıldı arkama. Eli göğüslerimdeydi. Eteğimi kaldırdığında çıplak popom önündeydi. Fermuarının sesini hayal meyal duydum sanki. Sıcacıktı siki ve çok sertti. Sürtünüyordu arkadan amıma. Dudakları boynumda ve yanaklarımda, elleri ise göğüslerimin üstündeydi. Gözlerimi kapattım bir an. Bu ilk ve son değil miydi zaten. Bir daha böyle bir zevki alamayacaktım. Bir daha zaten olmayacaktı.
Ohhhhhhhhhh! Yavaşça sokup köküne kadar geçirmişti amıma birden Hakan. İçimde çok az bekletip bu sefer hiç acele etmeden, keyfini çıkarmak ister gibi sokup çıkartıyordu içime yavaş yavaş. Belime kadar kaldırmıştı eteğimi. Önümdeki ağaca ellerimi dayadım ama azgın oğlan zaten kollarıyla tamamen sarmıştı beni aslında. Hızlanmaya başladı sonra. Kemal de eşyaları geri yerleştirmiş arabaya, bir sigara yakmış bizi izliyordu sadece. Paylaşmışlardı beni aralarında anlaşılan.
Hakan bir elini belime indirdi. Zevkle inlemeye başlamıştım ben de artık. Hiç hayır diyemiyordum bu gençlere ben. Hakan amıma her seferinde dibine dibine bastırdıkça ben de popomu onun önüne bastırıyordum. "Ohhh, çok güzelll!" diye yavaşça inledi arkamda ve bastırdı yine taşaklarına kadar. Ben de inledim o an. Sonra çıkardı amımdan. Göt deliğimin üstüne sürtüyordu. İstemiyordum aslında. Kemal bile canımı nasıl acıtmıştı ve Hakan'ınki daha büyüktü. Daha sertti o ayrıca. Aslında söylemek istememiştim, ama bu gece Hakan kesinlikle daha iyiydi. Evet, daha iyi sikmişti beni.
Hafifçe tükürdüğünü duydum. Belimden tutup kaldırdı popomu. Yavaşça yerleştirdi. Biraz abandı ve kafasını soktu. Bir çığlık attım o an kendimi tutamayıp. İki erkeğimin de çok hoşuna gitmişti bu çığlığım. İkisinden de takdir ve zevk dolu bir ses geldi. Hakan acele etmiyor, yavaş yavaş santim santim sokuyordu götüme. Yarısına kadar sokup biraz geri çekti ve yine abandı. Giriyordu içime. Ve sikmeye başladı götümden. Tutmuyordum artık kendimi. İnliyordum. Bu sondu. Son defaydı bu. Bir daha bu zevki yaşayamayacaktım hiç. Ben inledikçe Hakan da daha çok sokmaya başladı. Hızlanmaya başladı. O güçlü kollarıyla tamamen sarılmıştı bana. Ayakta duracak halim yoktu hiç zaten.
Hakan, "Ohhh çok güzel götün senin, daracık, sıcacık. Ohhhh, bir daha senin gibisini bulamam ben!" diye homurdanır gibi inliyordu arkamda durmadan. Memelerimi morartacak gibi sıkıyordu. Elbisemin önü biraz sökülmüştü artık. Hızlandı. Sertleşti. Mızrak gibi siki durmadan girip çıkıyordu götüme. İkimiz de bağırmaya başlamıştık. Benim çığlıklarımda daha çok acı olsa da büyük bir zevk de vardı. O ise Zevkten kendini kaybetmiş gibiydi. Kolunu boynuma dolamış kendine çeke çeke sikiyordu durmadan. Ter içinde kalmıştım. Sonra birden köküne kadar soktu içime ve bağıra bağıra akıttı bütün döllerimi içime.
Siki yumuşayıp inene kadar kaldı götümde. Nefesimiz bile zor düzelmişti. Sonra çıkardı götümden. Dölleri hemen bacağıma akmaya başladı. Elimi götürmek istedim ama onu bile yapacak halim yoktu. Tişörtünü çıkarıp götümden akan dölleri temizledi elleri titreye titreye. Bana baktı sonra. Hayran hayran bakıyordu bana. Yavaşça dudağımdan öpüp teşekkür etti ve arabaya binmeme yardımcı oldu.
Otelin biraz gerisinde durduk. Pet şişedeki su ile yüzümü yıkayıp saçlarımı toparlamaya çalıştım. Eminim ki gören herkes beni tecavüze uğramış sanırdı o an. Sonra otelin girişinde ayrıldım arabadan ve zorlukla yürüyerek anahtarımı alıp odaya çıktım. Saat 05:00'e geliyordu. Hakan bir saate yakın sikmişti beni. Sıcak su doldurdum küveti ve girdim içine. Şu an kocam gelse halimi anlatamazdım hiç. Neyseki onun için saat daha erkendi. Sabah kahvaltısına anca gelirdi o. Sıcak suda biraz dinlendim. Bacak aramda halen iki oğlanın dölleri vardı. Güzel bir banyo yaptım. Geceliğimi giyip yattığımda bayılmış gibi uyudum.
Bir ara kocam yanıma yatarken uyandım. Normalde uyumama pek aldırmaz, o geceki oynu anlatır konuşur uyandırırdı beni, ama o da sessizdi çok. Öğlene doğru uyandığımda o da uyandı biraz ve gülümseyerek, "Akşam dönelim de yarın sana da oğlana da bir araba alalım hanım, enayi parası aldım bol bol. Yiyemeyenin parasını da malını da yerler!" diyordu. Gülmeye başladı sonra. Benim de çok hoşuma gitmişti bu laf ve ben de kahkaha attım.
[Gamze]
461 notes · View notes
murat-o41 · 18 days
Text
ABİM ve ABLAMI YAKALADIM
Anlatacağım hikayem benimle ilgili değil ama yine de sizlerle paylaşmak istiyorum. Abimle ve ablamla yaşanan bu hikayem sizin de çok ilginizi çekecek bundan eminim. Hemen size kendimi tanıtarak hikayeme başlamak istiyorum. Ben Cenk 23 yaşında bir gencim. Hikayemin kahramanı abim 33 ablam ise 25 yaşında. Sadece annem var ve birlikte yaşıyoruz. Anlatacağım hikayem de bir hafta sonu annemin akraba ziyareti için evden ayrılması ile yaşandı. O gün hava çok soğuk olduğu için hiç birimiz dışarıya çıkmamıştık ve evde zaman geçiriyorduk. ablam ve abim içeride bir şeyler yapıyor ben ise salonda tv izliyordum. 
Uzun bir süre tv karşısında zaman geçirdim ve daha sonra canım sıkıldı ablamla abimin ne yaptığına bir bakmak istedim. İşte o an hayatımın şokunu yaşadım. Abim ablamı domaltmış götünden sikiyordu. Ben evdeyken bu nasıl bir cesaretti.
Neyse hemen odaya girdiğim andan itibaren size anlatmak istiyorum. Ben kapıya yaklaştığımda içeriden gelen sesleri duydum. Ablam abime ben bakireyim abi diyordu. Neden böyle bir sohbetin içerisine girdiklerine çok şaşırmıştım. Abimin kızlığını bozmayacağım merak etme demesi üzerine de içeride neler olduğunu anladım. Abim süreli çok zevk alacaksın götünden sikeceğim diye bir şeyler söylüyordu. Neyse hafif aralık olan kapıdan içeride neler olduğunu izlemeye başladım. Annem soğuk hava yüzünden çamaşırları da içeriye sermişti. Çok net göremesem de içeride neler olduğunu görebiliyordum. 
Yavaşça eğilerek odaya girdim odada çamaşırlar olduğu için abimle ablam benim geldiğimin farkına bile varmadılar. Zaten zevkten beni görecek durumda da değillerdi. Net olarak onları görebilmek için yanlarına kadar yaklaştım. O sırada abimin kocaman yarağını gördüm ve gözlerim fal taşı gibi açıldı. Gerçekten de çok büyük yarağı vardı.
Manzara aynen şöyleydi. Ablam abimin önünde diz çökmüş abim de yarağını ablamın ağzına vermiş yalatıyordu. Ablam yalamakta çok tecrübesizdi daha önce bunu yapmadığı belki de ilk kez biriyle sikişeceği açıkça belli oluyordu. Ablam tiksiniyordu ama yaladıkça abimin yarağına alışmaya başladı. Neyse abim bir süre daha ablamın ağzını sikmeye devam etti ve daha sonra da ablamı domaltarak göt deliğini yalamaya başladı. Ben de bu gördüklerim yüzünden zevke gelmiştim ve yarağım yavaş yavaş kalkmaya başlamıştı. Abim ablamın göt deliğini yalarken ablam da zevke gelmiş abimin önünde inliyordu. 
Ablamın kalçaları benim de çok hoşuma gitmişti. Ama onların sikişmelerini bozsam mı yoksa izlemeye devam mı etsem bir türlü karar veremedim. Biraz sonra abim yan tarafından bir krem aldı ve önce ablamın göt deliğini daha sonra da kendi yarağını kremledi. Sonra da yarağını ablamın göt deliğine dayayarak yavaş yavaş sokmaya başladı.
O sırada ablam acıdan ağlamaya başlamış yapmaması için abime yalvarıyordu. Ama bu durum abimin umrunda bile değildi. O sikini ablamın göt deliğine sokmakla meşguldü. Sanki ablam yalvardıkça abim daha da çok tahrik oluyor gibiydi. Ama ablamın acısı giderek artıyor abim yarağını kökledikçe ablam çığlık çığlığa bağırıyordu. En sonunda abim yarağının tamamını ablamın göt deliğine soktu. Sonra da ablamın götünde git gel yapmaya başladı. Artık ablamın acı çığlıkları da zevk çığlıklarına dönmüştü ki abim birden hırlayarak ablamın göt deliğine boşaldı. Onlar boşalırken ben de hemen geldiğim gibi odadan geri çıktım. Benim arkamdan yaklaşık 10 dakika sonra onlar da geldiler ve hiçbir şey olmamış gibi yanıma oturdular. Ama o an fark ettim ki ablam götünün üstüne zar zor oturuyordu. 
Daha sonra da bunu tekrarladılar mı bilmiyorum.
29 notes · View notes
ertan2618 · 7 months
Text
Tumblr media
BABAM “BUNLARI ALIŞTIRMA” DEMİŞTİ!..
Ne zaman havalar soğusa rahmetli babamla yaşadığım o hatıram akla geliyor... Şimdi o insanlar da gitti o komşuluklar da kalmadı…
Soğuk karlı bir kış günüydü… Babam o yıllarda odun kömür satan bir tüccardı. Kömürcü Fahri derlerdi. Çevrede herkes bilirdi…
Ben de babamın yanında hafta sonları ve tatillerde takılırdım. Yine bir soğuk kış günüydü… Kar yağmıştı ama sabahleyin de yağmur çiseliyor ayaz insanın iliklerine işliyordu…
Bir kadın geldi kapıdan… Sıcak yazıhaneden içeri de girmeye çekiniyordu. Kırklı yaşlarda bir teyzeydi… Kararsızlığı üzerine ben seslendim:
-Buyur abla, ne istediniz.
Abla konuşmaya çekiniyor gibiydi. Belli ki hâli vakti yerinde değildi. Hiç üstelemeden sordum:
- Odun kömür mü lazım?
- Yalnız param yok. Kocam işsiz. Çocuklarım çok üşüdü de, bilmem bir torba kömür verebilir misiniz?
O ablanın ezik hâli yaktı kavurdu beni. Yerimden fırladım:
- Ne demek abla, ne zaman istersen gel. Kömür al. Bir çuval da odun vereyim.
- Allah sizden razı olsun...
Kadıncağız dualar ederek, gözlerinde süzülen sevinç yaşlarını silerek odun ve kömür torbasını alıp giderken ardından seslendim:
-Abla samimi söylüyorum, ne zaman ihtiyaç olursa gel çekinme… Komşuyuz biz…
Abla ihtiyacını alıp gitti. Akşama doğru babam geldiğinde kendisine ne kadar satış yaptığımızı bildirirken bu durumu da anlattım.
- Bir torba kömür ile bir çuval odun verdim, dedim.
- Parası, dedi babam.
- Ya kadın kocası çalışmıyormuş. İşsizmiş. Çocukları evde üşümüş.
- Oğlum ben ne yapayım? Her param yok diyene kömür verirsek kapatıp gideriz bu dükkânı. Yanlış yapmışsın!
- Ya baba bir torba kömürden ne çıkacak? Sevap ya…
- Ah oğlum sen bunları bilmezsin. Alıştırdığın zaman başını alamazsın...
Babamın öyle demesi çok şaşırttı beni. Gerçekten dediği doğru muydu? Doğru olamazdı. Çünkü alıştırırsan demek yanlıştı. O zaten mağdur olduğu için geliyordu. Sen izin verdiğin için de sürekli gelecekti. O zaman alıştırmış mı oluyordun?
Babama bir şey demedim ama o gece bayağı canım sıkıldı. Babam ki ibadetini de yapan bir kimseydi, dürüst bir adamdı. Ama ticaret mantığı ile olaylara bakıyordu...
Ertesi sabah kalktım muhtara gittim. "Mahallemizde kocası işsiz üç çocuklu bir hanım var. Adresini biliyor musun?" dedim.
Kömür yardımı yaptığım kadıncağızla ilgili hatıramı anlatmaya bugün de devam ediyorum...
Muhtarla birlikte kadıncağızın evine gittik… Evde doğru dürüst hiçbir şey yoktu… Dışarı çıktığımda muhtara dedim ki:
-Abi siz burayı bildiğiniz hâlde niçin devletin yetkili kurumlarına gitmiyorsunuz. Bu aileyi devlete haber vermezsen kim haber verecek? Sen bu konuda önayak ol. Kaymakamlığa mı gidiyorsun belediye ye mi bilemiyorum. Bu çocuklar ne yiyip içecek? Nasıl okuyacak?
Muhtar önce “keşke ama ne yapabiliriz ki?” filan dedi. Sonra bendeki gayreti görünce “tamam ben de üzerime düşeni yapacağım” dedi.
Dükkâna geldim. Babama dedim ki:
“Baba sen normal bakıyorsun bu işlere ama bu işler senin bildiğin gibi değil… 'Allah rızası' diye bir şey var. Ve bu 'razı'ya talibiz hepimiz. Kadın iki sokak ötede komşumuz sayılır. Biz evde öyle rahat yaşarken o, çaresiz anneye ve çocuklarına nasıl yardım etmeyiz? Bu insanlık mı baba? Hiç kusura bakmayacaksın. Kocasını çağırıp iş bulma konusunda da yardımcı olalım. Ama önce o evi ev gibi donatmak lazım. O aileye yardımcı olmak lazım..."
Buna benzer sözler söyledim… Babamın yüreği yufkadır. “Tamam, ben bir bakayım” deyip çıkıp gitti… Ertesi gün de bir adres verdi;
“Seni bekliyorlar. Birlikte gidersiniz” dedi.
Vardım ki bir toptancı gıda şirketi… Güzel bir erzak ayarlamışlar. Mercimektir, peynirdir, salçadır, deterjandır aklınıza ne gelirse… O zamanın parasıyla şirket sahibi Ahmet Amca bir yıllık kira bedelini de üstlenmiş. Nasıl sevindim. Erzakı aldık gittik… Bir sonraki gün de babam bir mobilyacı dostuna söylemiş. Mobilyacılar da evi kendi aralarında anlaşmışlar. Kimi sandalye vermiş kimi çekyat derken evi donattı adamlar. Hatırı sayılır bir esnaftı babam. Onun sözü öteki esnaflar için de geçerli olmuştu...
Bir imece oldu… İki hafta içinde ablanın kocasına da bir iş ayarlandı… Çok şükür bir aile böyle kurtulmuştu… Aradan yıllar geçti… O ailenin çocukları okudu meslek sahibi oldular… Babaları rahmetli oldu ama anneleri emekli maaşıyla geçiniyor. Çocukları da annelerini yalnız bırakmıyorlar...
Diyeceğim o ki, hani "ahilik" dedikleri gelenek babam ve babamın esnaf arkadaşları ile birlikte vücut bulmuştu… Şimdi ne öyle komşular kaldı ne öyle komşuluklar...✍️
Alıntı
26 notes · View notes
sillagen · 6 months
Text
Rahmetli dedem de sık sık beni arardı. Telefonunun sesini de yanlışlıkla kısardı. Duysun diye bağır Allah bağır. Arkadaşlarım bile o kadar alışmışlardı ki arayınca yine deden :D oluyorlardı. Bağırarak konuşmak zorunda kalıyordum. Birde konuşmamız o kadar kısaydı ki ne yapıyon kızım nasılsın, iyiyim elhamdülillah dede dersten çıktım sen napıyon, ben de iyiyim kızım, anneannem nasıl derim, o da iyi der hadi görüşürüz der çat kapanır telefon. :D ama günde en az üç dört defa. Bir gün gece 3'te aradı korktum bir şey mi oldu diye tam sınav haftaları uyumuyorum. Efendim dede bir şey mi oldu dedim. Yok canım sıkıldı uyku tutmadı ondan aradım dedi :D Dersten güzel puan almışsam dayımı arayıp Bennuse'yi arayın yav okulu bitirmiş tebrik edin derdi. Allah yattığı yerde utandırmasın.
35 notes · View notes
eylences-blog · 10 months
Text
SONUNDA DELDİRDİM 7.BÖLÜM (Hakan 32 Y., İzmir)
Evden sesler geliyordu. Anlaşılan Alper çoktan uyanmış etrafı toparlıyordu. Bir süre sonra sesler kesildi. Bugün tatil olmasına rağmen ofise geçmişti. Yazması gereken sayfalar vardı. Kalktım ben de fazla uzatmayıp. Bir duş aldım, giyindim. Dışarı çıkmak istiyordum biraz. Ofise girdiğimde Alper bilgisayarın başında işe koyulmuş, ona verdiğim işleri tamamlıyordu. "Günaydın!" dediğimde bana baktı heyecanla. Anlaşılan o da çok heyecanlıydı ve ne yapacağını bilemez haldeydi. "Günaydın abi, çay hazır. Fırından da birşeyler aldım yersen. Ben şu işleri bitireyim dedim. Yarın şirkete falan giderim, çok işim var." dedi. Birşey demeden ona baktım. Dışarı çıkacağımı söyledim sadece. Sonra da dışarıyı izleyerek bir kahve içtim sadece. Alper hiç konuşmadan işine bakıyordu.
Kahveden sonra dışarı çıktım. Fena yağmur yağıyordu. Arabaya binmedim, bir taksi tutup sahil kenarına indim. Birkaç sigara içip düşünürken karnımın acıktığını fark edince sahil kenarındaki ufak restoranlardan birine gidip bir iki meze ve rakı söyledim. Çok seviyordum o oğlanı. Kırılmasını, üz��lmesini istemiyordum hiç. Ama beni kırmasına da dayanamazdım. Bir iki duble içer rahatlarım diye girdiğim mekan hoşuma gitmişti. Bir 35'lik rakıyı bitirdiğimde akşam olmuştu. Belki Emre'ye gidebilirdim. Eminim ki bütün stresimi alırdı benim o küçük sürtük. Telefonumu çıkartırken Alper aradı. Akşam yemeğini yemiş beni soruyordu. Bizim oralara özgü, benim de çok sevdiğim bir yemek yapmıştı. Gülümsedim kendi kendime. Bir hayli zor, uğraştıran bir yemekti yaptığı. "Yarım saate gelirim Alperciğim!" deyip kapattım telefonu. Sesim iyi gelince onun da rahatladığı telefondan bile belli oluyordu.
Eve geldiğimde ıslanmıştım biraz. Üstümü değiştirip yemeğe oturdum. Çok acıkmıştım doğrusu. Kafam da biraz çakır keyifti. Alper yapıp bitirdiği işleri anlattı bana biraz. Yarın zaten Cumaydı ve pek acele etmesine gerek yoktu aslında, ama bir oturuşta 2 gün sürecek işi bitirmişti. Boş vakit kalsın diye mi bitirmişti ki? Ağzıma mı vermek istiyordu yine? Hayır, hiç öyle bir havası yoktu aslında. İşten konuşurken biraz da üniversite hazırıkları için konuştuk. İzmir'de okuyacağı için sıkı hazırlanıp iyi bir puan alması lazımdı. Liseyi dışarıdan bitirmişti. O yüzden ona şimdiden hazırlanmaya başlasa fena olmazdı. Konuşurken gayet normaldi aramız. Sanki hiçbir şey yaşamamış gibiydik. Ama onun hareketlerinden ne kadar heyecanlı olduğunu, benimle konuşmak istediğini anlayabiliyordum. Kararım kesindi ama, ben artık hiçbir hamle yapmayacaktım ona karşı. Onun bana gelip yanaşması gerekiyordu. Onu çok seviyordum tamam ama her azdığında ona sakso çekecek de değildim. Yemekten sonra biraz televizyon izledim. Sonra da erken sayılabilecek bir saatte odama çekilip uyumaya niyetlendim. Bıraktığımda Alper divanda uzanmış televizyon izliyordu. Eli de yine battaniye altındaydı ve bana kaçamak bakışlar atıyordu.
Ertesi gün sabah erken, saat 7 gibi uyandığımda biraz canım sıkıldı. Tatildi Cuma günü ve uyurum diye düşünmüştüm. Uyumaya çalışsam da sikim dimdikti. Çok sertleşmiş, eşofmanımı zorlar haldeydi. Yattığım yerde biraz sıvazlayınca iyice azdım. Çıkardım yavaşça. Gözlerimi kapatıp yavaş yavaş 31 çekmeye başladım. Hayallerimde Alper vardı hep. O küçük, yuvarlak götü ve minnacık deliği. Parmağımı deliğime dokundurup hafifçe soktuğumda ise keser sapı gibi siki geldi gözümün önüne. İyice tahrik olmuş, hızlı hızlı 31 çekiyordum. Yorganı falan atmıştım üstümden. Ohhh, çok zevk almaya başlamıştım. Bu akşam Emre'yi bir arayım, olmazsa bir kadın bulayım artık diye düşüne düşüne asılıyordum hızlı hızlı. Yatağın kenarına kadar çekilmiş, bacaklarımı açıp sırtımı iyice duvara dayamıştım. Ses çıkarmıyordum hiç. Tam o sırada kapının açıldığını duydum. Bir an kendimi toparlayamadım o an. Gözlerimi açtığımda Alper de tam kapının önünde durmuş şok olmuş gibi bana bakıyordu.
Hafifçe gülümsedim ve son bir kez sıvazlayarak elimi yavaşça çektim sikimden. Gözleri sikime kilitlenmiş gibiydi. Sorar gibi ona baktığımda birden şaşırıp panikledi. "Yaa abi çok pardon... ben şeyy... çamaşırına bakacaktım. Uyandırmayım dedim. Bilemedim..." diye hızlı hızlı saçmalarcasına konuşurken birden kapıyı çekip çıktı hızlıca. (Ulen pezevenk biz seni böyle mi bıraktık. Ne olur bir el de sen atsan?) diye seslenecektim az daha. Nefes nefeseydim o an. Alper çıktıktan sonra devam edemedim artık. Üstümü giyinip çıktım ben de odamdan.
Kahvaltı yaparken biraz gülüyor gibiydi bana. Aslında utanacak bir durum yoktu, daha iki gün önce ağzıma vermişti. O halde beni görmesi komiğine gitmişti anlaşılan. Belki de beni pasif bir gay olarak görüyordu. Şaşırmıştı o halde görünce. Alpere'e mailleri kontrol etmesini söyledim. Ben de oturma odasına geçip televizyon izliyordum. Bir süre sonra geldi, mail olmadığını söyleyip benden dışarı çıkmak izin istedi. Bu aralar dışarı çıkması pek uygun değildi aslında. "Yaa bir kız vardı abi de onun için çıkacağım. Aslında dışarıda olmayacağım... Yani... eee... şeyy, evi boşmuş. Akşam yemeğine davet etti beni..." derken bana bakıyordu heyecanla. Eskiden mümkün değil bu şekilde anlatamazdı bana. Ama benim de çok hoşuma gitmişti bu rahat hareketi. İzin verirken parası olup olmadığını sordum ona.
Sonra da çekmeceden bir kutu prezervatif verdim. "Al bu yanında olsun. Kullan mutlaka ama. Neyin ne olacağı, kimin ne bok olduğu belli değildir burada. Riske girme hiç oldu mu? Gerçi seninkine uyar mı bilmem?" diye anlatmaya çalışırken sırıttı. "Abi uyar yaa, seninki de hayvan gibi zaten, hehehe..." deyip bir an kalıverdi. Sınırı geçmişti işte. Gülümseyip şakaya vurdum ben de, "Bizim oralarda böyledir oğlum. Geç kalacaksan haberim olsun ama, oldu mu? Bakarsın benim de bir misafirim olur!" dediğimde, "Tamam abi!" dedi sırıtarak ve çıktı.
Alper çıkınca hemen Emre'yi aradım. Kapalıydı telefonu. Bir saat sonra tekrar aradığımda kapalıydı yine. Sinirlenmiştim biraz. Akşam dışarıdan birşeyler söyleyip yedim. Pørnø izlemek istemesem de, hem Emre hem başka biri hem de bir kadın cevap vermiyordu hiç. Bu kadar da şanssızlık olmazdı ama. İnternetten falan bulacak halim de hiç yoktu. Laptopu getirdim oturma odasına ve TV'ye bağladım. Alper'den de telefon gelmemişti halen. Arardı gerçi ama bir durum olmuştu herhalde. Biraz daha bekler ararım onu derken pørnø film bakınmaya başladım. Taşaklarıma ağrı girmişti artık ve sikim taş gibiydi. Bisexuel, milletin tuttuğunu siktiği, uzun bir film açtım. Yanımda jel de hazırdı. Yavaş yavaş acele etmeden sikimi sıvazlıyordum keyifle. Sesi de açmıştım biraz.
Filmde, genç bir delikanlı onu siken adamın karısını sikiyordu sertçe. Kadını sikerken kocası da ona girmek için hazırlanıyordu. Hızlandım iyice. Ohhh, çok fena patlayacaktım kesin. Gözümün önünde hep Alper vardı 31 çekerken. Boşalmaya iyice yaklaşırken jel sürdüm sikime. Asılırken öbür elim de deliğime gitmişti. Gözlerimi kapattım. Parmağımı sokup oynarken zevkle kasıldım. Bir daha asıldım sertçe ve birden boşaldım hayvan gibi. İnliyor, böğürüyordum zevkten. Uzun zamandır bu kadar güzel boşalmamıştım. Aslında avucuma boşalmayı planlasam da o an ki zevkle kendimi bıraktığım için tişörtüm batmış, hatta çeneme kadar gelmişti. Nefese nefese kalıp sakinleşirken üstümü çıkarttım. Kesinlikle doymamıştım daha. Filmi falan kapatmadan çırılçıplak tuvalete gidip tişörtü kirli sepetine koydum, yüzümü yıkadım. Filmin sesi tuvalete kadar geliyordu.
Yüzümü yıkarken kapının açılma sesini duyar gibi oldum, ama Alper için saat daha çok erkendi. Çişimi yaparken Alper'in sesi geldi birden. "Hakan abi ben geldim, tuvalette misin sen?" diyordu. "Evet!" dedim sadece. Doğrusu biraz kötü yakalanmıştım ona. İçeride büyük ekranda pørnø film, ses sonuna kadar açık ve ben çırılçıplaktım. Kirli sepetinden en azından bir külot bakındım, ama yoktu o da. Bu şekilde çıkmak istemiyordum karşısına. Banyoya girip kısa bir duş aldım. Duş alırken biraz asıldım, ama aklım Alper'de olunca bitiremedim. Bir süredir ihmal ettiğim temizliğimi yaptım ben de. Götümün kıllarını temizlerken niye şimdi yaptığımı düşünüyordum aslında...
Belimde havluyla banyodan çıkıp odama giderken pørnø filmden halen ses geliyordu. Oturma odasının açık kapısından baktığımda Alper kot pantolonunun fermuarından sikini çıkarmış yavaş yavaş asılıyordu filme bakarak. Taş gibiydi yine o koca yarağı. Filmde genç bir oğlan bir erkeğin ağzına veriyordu. Yavaş yavaş emdirip boğazına kadar sokup çekiyor ve tekrar veriyordu. Benim geldiğimi görünce bir an zevkle inledi Alper, sonra sikini yarım yamalak içeri soktu. Sikinin kafası halen dışarıdaydı. "Offf Hakan abi ne güzel film bulmuşsun yaa. Ben bulamıyorum hiç böylesini. Acayip de ihtiyacım vardı. Ağrı girdi resmen!" derken biraz daha toparlanıp bana baktı. Kapının önündeydim ben halen. Sikimin kalkıklığı zaten belli oluyordu, ama onu öyle görünce daha da sertleşmiştim.
"Ee ne oldu senin hatun işi? Olmadı mı yoksa Alper? Yine mi gol atamadın?" diye gülümsedim ona. "Yaa karı da istiyordu aslında. Herşey çok güzeldi. Divanda yiyişmeye başlarken benimkini yalamaya bile başlamıştı, ama tam o sırada annesi telefon etti. Amına koduğumun arabası bozulmuşmuş da yarım saate eve döneceklermiş de. Kızına haber veriyormuş. Kızı dediği de kaç yaşında karı yaa. Bu sefer de olmadı anlayacağın. Boşalt bari dedim, ama çok panik olmuştu..." diye anlatırken eli yine sikindeydi. Kazağını çıkarmıştı üstünden. Hızlı hızlı konuşuyordu ve tişörtünün altından göbeğinin altı oynuyordu. Gözlerini kısmış bana bakıyordu. Belli ki çok azmış bir haldeydi ve ağzıma vermek istiyordu. Ama aramızda geçen onca şeye rağmen bunu istemeye de utanıyordu. Gözü arada önüme takılıyordu.
"Sen de ne güzel film açmışsın yani abi, iyice şey oldum..." derken olabilecek en tatlı gülümsemesini yapıp elini içeri sokup hafifçe sikini çıkarttı. (Gel hadi ağzına al!) demenin başka bir şekliydi bu. Çok istememe rağmen bir hareket yapmadım. İstiyorsa onun gelip bana açılması gerekirdi artık. "Rahatına bak o zaman Alper. Filmi de sevmişsin madem. Ben giyiniyorum, üşümeyim. Karnın açsa dışarıdan birşeyler söyleyebilirsin!" diye kapının önünden çekilirken eli sikinde öylece kaldı. "Yok yedim orada birşeyler..." dedi biraz şaşırmış bir halde. Bozulmuştu da sanırım yaptığım harekete.
Odama girip kapıyı kapattığımda derin bir nefes aldım. Havluyu çıkarttığımda sikim dimdikti benim de. Biraz sıvazladım gözlerimi kapatıp. Bu gece birşeyler olacağı çok belliydi. Hazır mıydım buna? O hazır mıydı? Sonrası neler olacaktı peki? Çok istiyordum onunla olmayı. Belki biraz taviz vermeliydim. Eşofman ve tişört giydim üstüme. Kombiyi açmak için odadan çıktığımda Alper pantplonunu ve üstünü çıkartmış, altında külotu, dimdik sikiyle oynuyordu. Arada çıkartıp sıvazlıyordu. Hiç bakmadı bana çıkınca. Gidip kombiyi açtım biraz. Dolaptan votka ve fanta çıkardım. Meyve suyuyla severdim aslında, ama şu an Alper'in de rahatını kaçırmaya gerek yoktu. Kendime bir bardak yapıp oturma odasına geri döndüm. Filmde bir adam az önce ağzına veren genci domaltmış feci bir şekilde bağırta bağırta sikiyordu. Öylece uzandım ben de yan divana. Ben girince Alper birşey demeden bana baktı. Sikini sıvazlamadan elliyordu arada. Bazen eli içine giriyor tam çıkartacakken duruyordu.
Filme kafayı takmıştı. Yaşıtı oğlanın önce bir erkeğin ağzına verip sikmesi, sonra adamın karısını sikmesi ve finalde de adamın bunu çatır çatır sikmesine anlam veremiyordu. Doğaldı ama onun için tabi bu. Geçmişini hiç bilmiyordum aslında. Çobanların siktiğini söylemişti Şeref Dayı o kadar. Ama deliğinden aşırı derece tahrik oluyordu. O zevki yaşamama rağmen ben bile parmaklarken o kadar tahrik olmuyordum. Anlattım ona biraz. Gay, Bisex, Cuckold gibi hiç bilmediği şeyleri anlattım biraz. Ben anlatırken filme falan bakmıyordu pek. Beni dinlerken de eli hep sikindeydi. Külotundan yarı yarıya çıkarmıştı ama farkında olduğunu sanmıyorum. Benim de elim sikimdeydi o sırada.
Ben: "Bak Alperciğim bunlara takmana gerek yok hiç. Henüz sex yapmadığın için belki sana garip geliyor. Önemli olan zevk. Sevdiğin biriyle beraber olup ona güzel şeyler yaşatmak, onun sana yaşatması falan. O kadınla olsaydın anlardın pek çoğunu eminim!"
Alper: "Yaa off fenaydı o yaa. Ne biçim yalıyordu. Keşke hiç uğraşmayıp hemen sikseydim yaa. Ne bileyim böyle olacağını!"
Ben: "O öyle olmuyor işte Alper. 31 çekmenden pek farkı olmazdı o zaman. Biliyor musun, senin yaşındayken ben bir erkeği sikiyordum."
Alper: "Ohaa abi, hadi yaa, hehehee. Yaa sen de çok fenaymışsın ama!"
Ben: "Yaa, evet sikiyordum, ama yani benim için bir delikten farksızdı ki. Ben de biraz kafayı açmamıştım o zamanlar. Sikip gidiyordum sadece. Sonra sonra olayın öyle olmadığını fark ettim!"
Alper: "Yaa olsun ben bir sikseydim de. Off abi seninki de çok fena kalkmış :)"
Ben: "Kalkar tabii len. Baksana ne biçim sikiyor herif kaç dakikadır. Sen evdesin diye birini de atamadım eve kaç aydır zaten."
Alper: "Yani sen şey diyorsun sanırım abi... okumuştum ben de bir yerde. Karşılıklı olmalı. İki taraf da zevk almalı. O zaman güzel oluyor di mi?"
Ben: "Aynen öyle işte koçum!"
Alper: "Hımm, yani benim de sana yapmam mı lazım o zaman? (kaşları biraz çatılmış, elini çekmiş ve çekingen bir hale gelmişti o an) Ondan mı yapmadık ki? Eee şeyy... kusura bakma abi, yani böyle deyince de ayıp oldu. Ama ben biraz yani... Off yaa, ben ama... şeyyy... olmaz yani..."
İyice durgunlaşmış, üzülmüş bir haldeydi. Sanırım yaşadıkları aklına gelmiş ve onu kullanacağımı, zorla sikeceğimi falan düşünmüştü belki de. Yanına geldim. Elimi saçına götürüp okşadım sevgiyle. "Hiç de öyle düşündüğün gibi değil Alper. Yanlış anlıyorsun. Ulen puşt 2 günde dava dosyası takip etmeyi öğrendin de bunu mu anlamıyorsun :) Yani ikimizin de istemesi güzel olan diyorum, anlamıyor musun? Düşünmeden kendini bırak öylece diyorum." derken elimi bacağının üstüne koydum. Omuzlarını sever gibi okşuyordum o sırada.
Bana bakıp gülümsedi birşey demeden. Sonra, "Ne olacaksa olsun yani, öyle mi abi?" diye rahatladı, sırtını yasladı divana, bacaklarını açıp. Elim kasıklarına giderken heyecanlamıştı biraz. Öbür elimle de omuzlarını okşuyordum. "Biliyor musun, seninle bunu yapmak benim çok hoşuma gidiyor Alper. Ama senin ne istediğinden emin değilim. Üzmek istemiyorum da seni. Kardeşim gibisin benim sen." derken külotunun üstünden okşamaya başladım sikini. Taş gibiydi elimin altında. Gözlerini kapatıp derin bir nefes aldı. Gözlerini açıp bana baktığında ise gülümsüyordu. "Olur mu hiç abi? Benim de... ohhh... benim de çok hoşuma gidiyor inan. Ben de çok seviyorum seni. Seninle bunları yaşamak... Ohhhhhhh abiii..." dedi. Elim külotun içine girmiş ve sikine sımsıkı yapışıp çıkartırken hafifçe omuzlarını boynunu öpmeye başladım. İyice sokuldum ona. Sikim taş gibi olmuş ve ister istemez bacağına değerken meme uçlarını öpmeye başladım.
Alper elini yavaşça uzattı ve bacağımı tuttu. Oradan elimi. Omuzlarıma gitti eli sonra. Sıvazlamaya başlamıştım sikini. Çektim onu biraz divana doğru. Uzanırken üstüne çıktım hafifçe. Dudaklarım şimdi memelerinin üstündeydi. Vücudu taş gibiydi. Onu yavaş yavaş öpüp okşarken o da elinin ulaştığı her yerimi okşuyordu. Götüme gitti eli. Sıkarken bir an tereddüt eder gibi bana baktı. Gülümsedim ona sadece ve başımı biraz daha aşağıya indirip sikinin kafasını yaladım. Hafifçe bir inilti çıktı ağzından ve o an götüme daha da sıkı yapıştı. İyice bacaklarının arasına yerleştirdim başımı ve kaldırdım götümü. Anlaşılan bizim azgın oğlan bu gece başka yerlerimi de keşfetmek istiyordu.
Taşaklarından sikinin kafasına kadar yaladım zevkle. Alper artık kasmıyordu kendini hiç ve aldığı zevki gösteriyordu çekinmeden. Onu bu halde gördükçe ben de iyice kudurmuştum. Hiç alışık olmadığım bir şekilde, bir orospu gibi yalıyordum yarağını. İri sarkık taşaklarını dudaklarımın arasında çekiştirirken Alper'in eli eşofmanımdan içeri girdi. "Ohhh abi çok güzel bu ya. Ohhhh, amına koyum o kadın bile böyle yalayamıyordu. Onun ben anasını sikeyim yaa. Dediğin doğruymuş ya senin..." diye inlerken öbür elini sırtıma götürdü. Kıvranıyordu zevkten ve daha ağzıma bile sokmamıştım. Yavaşça dudaklarımın arasına aldım sikinin kafasını. Dilimi dudaklarımın arasında sikinin kafasında hissedince bana baktı kısılmış gözlerle. Elimle tuttum dibinden ve okşayarak takrar yaladım ağzıma sokmadan. Zevkle kasılırken soktum ağzıma. Başım inerken onun da eli başıma gelmişti ve hafifçe bastırmıştı başıma. Mmmm, öğrenmeye başlamıştı oğlan bu işi de.
Dudaklarımı bastırdım ve sokup çıkardım ağzıma. Zor giriyordu ağzıma sikinin koca kafası. Girdikten sonra da kolayca gırtlağıma kadar kayıyordu. Çıkarttığımda Alper inliyordu çok ses çıkarmadan. Eli eşofmanımın içindeydi. "Ohhh abi çok iyi bu yaa. Az önceki gibi yapsana yine. Boşalacaktım az daha yaa..." derken başımı sikine doğru çekiyordu. "Yaparız herşeyi Alperciğim, çok güzel evet!" deyip doğruldum biraz ve üstümü çıkarttım. Hafif göbekli, kıllı göğsüme baktı Alper. Gülümsedik birbirimize ve başımı gene memelerine gömerken belinden kavrayıp kendime çektim. Yavaşça ve zevkle inlerken sarıldı bana. "Çok güzel bunları seninle yapmak, ohhh, çok istiyorum. Herşeyi seninle... ohhhhhhh abiiiii..." diye inleyip konuşurken birden sikini ağzıma alınca yarım kalmıştı konuşması. Hızlı hızlı yalıyordum şimdi. Sikinin o kocaman mantar kafası dudaklarımın arasından boğazıma kadar kayıyordu. Ellerim taşaklarındaydı. Onları okşarken sikini de okşuyordum.
Başım inip kalkmaya başlarken Alper'in eşofmanımın içindeki eli yavaş yavaş okşamaya başlamıştı götümü. Öbür eliyle saçlarımı okşayıp sikine doğru bastırıyordu. Daha çok sokmak istiyordu ağzıma. Ağzımı sikmek istiyordu o an benim. Parmakları götümüpençe gibi kavramıştı. Hiç konuşmuyorduk ve sadece benim ağız şıpırtılarım Alper'in hafif hafif inlemelerine karışıyordu. Kasılmaya başladı vücüdu. Parmağı deliğime dokundu o an. Yalarken ona baktım. Farkında bile değilmiş gibi görünüyordu. Gözleri kapalı hızlı hızlı nefes alırken başımı bastırıyordu halen sikine. Eli götümden belime çıktı. Okşuyordu beni. Okşarken sıkıyordu her yerimi. Belimden sırtıma çıktı eli. Ağzımı açıp sikini soktum iyice ağzıma. Daha önce almadığım kadar çok sokmuştum. Dudaklarım neredeyse kasıklarına değecekken dişlerim de ister istemez değiyordu biraz.
Ağzımın içinde kasılmasını hissettim. Eli omuzlarıma ve başıma geldi. Birden iki eliyle tuttu başımı ve çekti sikine. Sertçe boğazıma kadar sokarken tüm vücudu yay gibi gerildi. Başı geriye giderken zevkle inlemeye başladı. Tutup çekti ve bir daha bastırdı. "Ohhhhhhh çok sıcak... çok güzellll... ben... ohhhh dayanamayacağım artıkkk..." diye inlerken çekip çekip bastırıyordu. Boğazımın içinde boşaldı. Oluk oluk durmadan attırıyordu. Çoğunu yuttum ister istemez. Yutamadıklarım dudaklarımdan akmaya başlarken elleri gevşedi başımda. Dudaklarımı bastırdım ve sikinin kafasını emdim biraz daha. Zevkle inleyip gözlerini açıp bana baktı. "Mmmm çok güzeldi bu yaa. Off ne biçim yaptın!" diye gülümserken hafifçe yaladım sikini yine ve dudaklarım göbeğinin üstüne çıktı. Ufak ufak öpücükler konduruyordum göbeğine. Göbeğinden göğüslerine çıkarken Alper de okşuyordu götümü...
"İyi geldi mi bu Alper? Gerçi o kadından beklerdin belki ama..." derken eliyle başımı okşadı ve "Senin gibi olmazdı bence abi. Seninle yapmak bunu ohhh çok güzel yaa.." dedi. Eşoofmanım dizlerime kadar inmişti ve eli götümdeydi halen ben onu öpüp okşarken. Bir elim belinin altındayken sikini tutup okşadım ve kendime çektim onu. Benimki de çok sertleşmişti ve onun bacağına sürtünüyordu o an. Götümü daha sert sıkarken eli külotumun içine girdi çekiştirir gibi. Burnunun ucunu öptüm hafifçe. "Sen başka şeyler de istiyorsun galiba?" diye gülümserken o şaşkınlıkla baktı bana. Keyifle gülümsedi sonra. "Evet istiyorum ama sen... yani abi, sorun olmaz mı?" derken parmakları araya girdi ve beni çekti üstüne. Boynunu öptüm. Kulağına fısıldar gibi, "Çok da güzel olur bence. Senin bu anı benimle yaşaman çok hoşuma gider!" dediğimde sevinçle açtı gözlerini. O an neyi nasıl yapacağını bilmez haldeydi. Eminim ki hemen beni divana domaltıp sertçe geçirmek, içime girmek istiyordu o kocaman yarağı ile. Kendine çekip külotumu indirmeye çalışıyordu halen.
Bu tecrübesiz ve azgın hali çok hoşuma gitmişti. "Şşş sakin ol bakalım biraz. Burada rahat edemeyiz bence. Herife bak nasıl da sikmek istiyor. Gel bakalım hadi yatağa!" dedim. Ben doğrulurken o da kalktı hemen heyecanla. Külotum sıyrılmıştı biraz ve sikim iyice çıkmıştı o an dışarı. "Offf abi sen de nasıl olmuşsun ya, hehehe. Halimize bak amına koyum yaa!" diye kıkırdarken birden tutup sıktı benimkini yaramazca. Biraz okşayıp bıraktığında, "Alper gel hadi, gel öleceksin sen abazalıktan. Bitirelim şu işi madem!" diye yatak odama çektim onu. Neşemiz yerindeydi ikimizin de. Yatağa fırladı hemen ve oturdu dizlerinin üstünde ne yapacağını bilemeden. Ben de külotumu çıkartıp karşısına oturup ellerimi omuzuna koydum onun. Hızlı hızlı nefes almaya başlamıştı. Ona sarılıp boynunu, omuzlarını öpmeye başladığımda o da bana sarıldı ve okşamaya başladı beni. İkimizin de siki birbirine değdi o an.
O yay gibi dudaklarını öpmeyi çok istiyordum aslında, ama alışık değil diye çekiniyordum. Birden Alper bana sımsıkı sarıldı ve dudaklarımı yer gibi öpmeye başladı acemice. O an ben de bıraktım kendimi ona. Dili ağzımın içinde dolaşırken elleri bazen götüme bazen de sikime gidiyordu. Nefes nefese kalmıştık ikimiz de ve inliyorduk kısa kısa zevkten. Ters cevirdi beni oturur haldeyken ve belime sarılıp kendine çekerken, o iri, kazma sapı gibi siki de götümün arasına gömüldü. "Ohhhh Alper, evet, ohhhh öğreniyorsun hemen!" diye inlerken eli de göbeğimin üstünü ve göğüslerimi okşamaya başlamıştı. Yavaş yavaş sürtünürken sikini deliğime değdirip çekmeye başlamıştı. Hatta sokmak ister gibi bastırdıkça kafası zorluyordu ve ikimiz de inliyorduk o an. "Ohhh Alper böyle olmaz hemen. Hayvan gibi yarağın var, girmez o. Bana bırak sen hadi!" derken daha çok çekmeye başlamıştı beni kendine. İyice azmaya başlamış, "Ohhh abi, sokmak istiyorum buraya. Ne yapacaksan yap hadi yaa..." diye azgınca söylenmeye başlamıştı.
Kollarından kurtulup yatağın kenarındaki çekmeceyi açarken domaldım ister istemez. Hemen yapıştı arkama gelip. Bastırıp sürtünüyordu durmadan. "Şşş, tamam len, bu kadar çok mu istiyorsun beni sikmeyi piç, ohhh!" diye inlerken küçük torbayı çıkardım. İçinde jel ve prezervatifler vardı. Jeli çıkartırken prezervatife bakıp gülümsedim ve "Gerek yok buna sanırım!" dedim. Alper, "Bunu mu süreyim alete? Ver hadi!" diye jeli elimden hızla aldı. Sikine sürerken öbür eli sırtımdaydı ve bastırmıştı başımı. Ohhh, bu oğlan tam bir sikiciydi anlaşılan ve belli ki Hakan abisi gibi sert seviyordu. İşim zor olacaktı bu herifle. "İyice yağla deliği. Yavaş yavaş, ohhh, evet böyle, aferin, yavaş sok parmağını!" derken kaldırmıştım iyice götümü. Alper'in siki her yerime sürtünüyordu. "Senin o bu gece Alper. İstediğini ver ona hadi. İstediğini yap. Canın nasıl istiyorsa öyle!" dedim. Jelin yarısını sıkmıştı ayı içime heyecandan. Parmakları girip çıkıyordu alışık deliğime. Girip çıktıkça gevşedim.
Birden arkama yerleşti. İki eliyle birden yapışıp sikinin kafasını getirdi deliğime. "Ohhh abi, benim bu haa? Sikeyim mi, istiyor musun?" diye deliğime bastıra bastıra sürtmeye başlamıştı. "Yavaş ol ama. Kol gibi yarrağın var amına koyum. Dağıtma beni. Yavaş yavaş bastır. Ihhh, evet, ohhh, evet böyle çok güzel!" dedim. Sikinin kafasını yerleştirip ittirmesiyle kaymıştı içime. Pençe gibi yapıştığı elleriyle çekti kendine doğru ve yağ gibi içime kaydı birden bire. İkimizden de bir inleme sesi çıkmıştı o an. Ben acıyla inlerken Alper de zevkle inlemişti. "Ohhh, abi çok güzel oldu bu yaaa. Harika sıcacık amına koyum burası. Ohhh, keşke daha önce sikseymişim!" diye sayıklar gibi inlerken çekip bir daha sertçe soktu ve köküne kadar yerleştirdi bu sefer içime. Acı içinde inlerken başım yukarı kalktı. "Abi noldu, kalın mı geldi yarrağım? Alış bence ama. Buldum ben bunu artık. Ohhh, çok güzel yaa, sıcacık!" diyerek çekip bir daha bastırdı. Sikinin damarlarlarına kadar hissediyordum içimde. Soktuğu anda sikim inmişti. Hiç böyle birşey yaşamamıştım daha önce. Hayatımda yediğim en iri yarrağı yiyiyordum ve Alper çok ama çok azgındı.
Sikmeye başlamıştı beni. Sürekli sokup çıkartıyordu. Zevkle inledim bir an ben de. "Ohhh, Alper yavaş yavaş, evet böyle. Ohhh, çok güzel yapıyorsun, evet aslanım. Ahhhh, bastırma öyle ama hepsini!" diye inlerken Alper elini omuzuma getirmiş ve kendine çeke çeke saplar gibi sokup çıkartıyordu durmadan. "Abi yaa sussana iki dakika. Dayan biraz. Ohhh, çok güzel amına koyum. Nasıl, güzel sikiyor muyum seni abim? Ohhh, nasıl da inliyorsun zevkle sen de yaa. Harika bu!" diyerek köküne kadar sokup bekledi içimde birden. Başım geriye giderken tek kolunu boynuma doladı ve öpmeye başladı. Sikim dimdik olmuştu o an benim de. Öbür elini belime indirip kaldırdı beni sertçe kendine çekerken. Hafifçe çekip bastırdı yine içime. İkimiz de bu sefer zevkle inledik.
Eli boynumdan aşağı indi ve sikimi tuttu birden. Hiç beklemiyordum bunu doğrusu. Sırtım göğsüne yapışmıştı ve çekip daha çok ister gibi bastırıyordu içime. Sıvazlmaya başladı ve kıkırdadı neşeyle, "Offf abi ne biçim kaldırmışsın sen de yaa. Bana mı sokacan bunu yaa, bu ne amına koyum?" derken arkama geçti beni yatırıp. Sarmıştı beni iyice kollarıyla. Sımsıkı yapışmış ve okşarken sokup çıkarmaya başlamıştı yine. Eli bazen memelerimde bazen sikimdeydi. Dudakları boynumda emer gibi öpüp yalıyordu. Hızlanmaya başladı arkamda birden. İkimiz de o an sessiz kalmıştık ki birden kökleye kökleye sikmeye başladı beni sertçe.
"Ohhh... ohhh... abiii geliyorum bennn, dayanamayacağım daha fazla. Çok sıcak, çok dar, ohhhh... ohhhh, alll. All hadi hepsini!" derken sarıldığı yerden yarıya yarıya üstüme çıkmıştı. İyice hızlanmıştı ve taşaklarına kadar sokuyordu götüme. Yatak iyice sallanmaya başlarken nefes alamayacak kadar sıktı beni ve hırsla kökledi içime. "Ohhhhhhh, abimmmmm!" diye inleyip boşalmaya başladı içime. Soktu ve çıkardı tekrar tekrar. Her seferinde oluk oluk akıtıyordu içime. Dayanamadım daha fazla. Elimi sikime götürdüğüm anda boşaldım ben de. Boşalırken deliğim sikini hapsetmişti içime. Bir an zevkle inleyip zorlaya zorlaya bastırdı ve son kalan döllerini de akıttı Hakan abisinin içine keyifle. Nefes nefese kalmıştık. "Ohhhh, çok güzeldi bu yaa. Offf, neler yaptım öyle yaa!" derken gevşedi elleri biraz. Konuşacak durumda bile değildim. Hiç kimse böyle sikememişti beni. Ter içinde kalmıştım. Halen içimdeydi Alper ve bastırıp çekiyordu arada. Çıkardı içimden yavaşça ve yatağın kenarına yattı nefesi düzelirken.
Deliğimden bacaklarıma akıyordu dölleri. Biraz utandım o an aslında. Alper'in ise keyfi yerindeydi. Gülerek bana doğru döndü. Eli göğsümdeydi. "Acıttım mı çok abi? Dayanamadım yaa, çok güzeldi. İlk defa oldu bir de yani biliyorsun!" deyip dudağıma bir öpücük kondurdu. "Olsun Alper, olur o kadar, boşver. Kolay değil oğlum herkes alamaz onu öyle!" diye ben de gülümsedim. Bir daha öptü ve beni ve "Ne olursa olsun sen abimsin benim. Ama yaparız yine di mi, çok güzeldi bu. Bir daha yaparız di mi abicim? Ohhh, güzel abim benim!" diye diye bacaklarımdan kasıklarıma okşamaya başlamıştı. "Mmmm, doymadın mı daha ayı. Biraz nefes alsaydın ne bu?" dedim. Üstüme çıkarken sarılmıştım ona ben de. "Çok sıcaktı abi için. Hiç çıkarmak istemedim!" derken göğsüme ufak ufak öpücükler kondurarak aşağı inmeye başlamıştı. Siki iyice sertleşmişti hemen. Bu kadar azgın birini görmemiştim hiç. Benimki kalkmamıştı henüz tam ve Alper bacaklarımı okşarken tutup sikimi okşadı sırıtarak. Birşey demeden baktım ona.
Bir ara başını eğecek gibi oldu, ama ukalaca sırıttı yine ve "Abi yaa kaldırsana şu bacağını biraz, hadi. Böyle sikeyim biraz da seni!" deyip bana baktı. "Hadi hadi, ağzımı yüzümü siktin. Yetmedi götümü siktin. Bırak şimdi bunları Alper." dedim ona gülerek. Tek bacağımı kaldırdı pis pis gülerek. Bir eliyle bacağımı kaldırmıştı ve öbür eli omuzumdaydı. Sikini deliğimin üstüne getirip bastırırken yüzüm acıyla kasıldı. Yavaşça kaydı içime ve üstüme uzandı. "Ohhhhhhhhh!" diye ikimizde inledik zevkle. Köküne kadar soktu yavaşça ve çekip bir daha soktu. Öpüşmeye başladık. Sokup çıkardıkça benim de sikim sertleşiyor ve göbeğine sürtünüyordu Alper'in. Gittikçe hızlanmaya başladı. O güzel poposu üstümde inip inip kalkıyor. Kaldırıp kaldırıp geçiriyordu götüme sertçe. İkimiz de ter içindeydik ve inliyorduk zevkle o an. Boynum geriye düşmüştü iyice o sokarken. Sarıldı sımsıkı bana. "Ohhh abiii... ohhh, götün çok güzel. Ohhh, abi nasıl, güzel koyuyor muyum götüne? Ohhh, canım abim... evet, evet..." diye diye inliyordu. Sesi çıktıkça daha sert sokuyordu. Tüm oda onun inlemeleri ve sikiş sesiyle yankılanıyordu artık.
Canım acımaya başlamıştı. Deliğim iyice kayganlaşmıştı ama siki sanki daha büyümüştü içimde. Bacaklarımı ikiye ayırdım daha kolay almak için. Alper yüklendikçe havaya kalkıyordu bacaklarım. İyice sokuldu bana. Sardı kollarıyla. Dudaklarımı öperken halen girip çıkıyordu sert sert. "Ohhhhhh abi, biraz daha devam edersem attıracam yine. İstemiyorum çıkarmak hiç. Ohhhh abiii..." diye sert sert sokup çıkardıkça benim de sikimden zevk suları akmaya başlamıştı. Karyolam gıcırdayarak sallanıyordu. Alper sanki yatağı kıracakmış gibi bastırıyordu dibine kadar. Durmuyordu hiç. Ellerim bir an götüne gitti. Sardım küçük yuvarlak götünü. Sıktım durdurmak ister gibi. Offf, çok güzel götü vardı bunun ama. Sertçe bastırıp kaldı içimde o an. Diz kapaklarım neredeyse yüzüme kadar eğilmişti. "Ohhhhh, sabaha kadar sikerim ben bunu. Çok güzel, offf!" diye dudaklarımı emer gibi öpmeye başladı. Isırıyordu arada azgınlıktan.
Çıkardı birden içimden. Üstümde kayıp ağzıma verdi çıkardığı gibi. "Abi yalasana hadi biraz yine. Ağzın da çok güzel yaa. Ne olur yala hadi biraz!" dedi. Ben itiraz bile edemeyecek durumdaydım. Azgınlığı ile tüm kontrolü ele geçirmiş, beni bir orospu gibi sikiyordu adeta. Dizini başımın hemen yanına koymuş elini de başıma götürmüştü. Sopa gibi yarağını sokup çıkartıyordu ağzıma. Elimle tutup okşamaya başladım boşaltmak için. Başı bir an geriye gitti ve bastırdı ağzıma sikini. "Ohhhhhhh, ne biçim emiyorsun yaa. Offf, yok ama hemen yaa. Biraz daha sikeyim!" diye sırıtıp çıkardı ağzımdan.
Ters döndüm yatakta birşey demeden. Hemen üstüme çıkıp elini belimin altından geçirdi. Kendine doğru çekerken çoktan yerleştirmiş ve sokmaya başlamıştı bile. Bir anda sikimi tuttu yine. Hızlı hızlı sikerken okşayıp sıvazlıyordu da sikimi. "Ohhhh Alper, ohhh... çok güzel, evet! Çok mu hoşuna gitti benimki de? Ohhh, hadii devam et, az kaldı benim de. Hadi aynı anda gelelim!" diye acı ve zevk içinde inlerken sanki kudurmuş gibi abandı üstüme. Elini çekti ve şınav çeker gibi iki yana açtı ellerini. Durmuyordu. Taşakları çok sert çarpıyordu her soktuğunda. Böğürmeye başladı iyice. Üstüme bıraktı kendini. Soktukça zıplıyordum yatakta. Acıdan ve zevkten kıvranmaya başlamıştım artık ben de. İçime sokup bastırdı. Acı içinde inlerken belimden çekip domalttı beni dizlerimin üstünde. Şappp diye tokatı basarken götüme birden hızlanmaya başladı. Ellerimi tutup çekmişti iki eliyle. Çeke çeke bastırıyordu içime.
Ben, "Alperrrrr, ıhhhh, böyle, ohhhh, ahhh, devam et, evet tam böyle!" diye zevk çığlıkları atmaya başladım. Sikimden akan dölleri hissediyordum o soktukça. Sımsıkı sardı deliğim sikini. Damarlarını hissediyordum içimde. Anlamsız sesler çıkararak hırlar gibi inliyordu Alper. Birden bastırıp boşalmaya başladı yine içime. Çekip çıkardı ve tekrar köküne kadar sertçe soktuğunda son kalan döllerim de adeta fışkırdı benim de. Yığıldı kaldı üstümde sonra.
Bu sefer ikimiz de kolay kolay toparlayamamıştık kendimizi. Siki yumuşadı en nihayet ve kendiliğinden çıktı içimden. Bana sarılıp yana devrildi yatakta. Nefes alışverişi düzelirken tutmadım kendimi hiç ve kollarını bana sarmışken uyudum. O benden önce uyumaya başlamıştı.
[Hakan]
34 notes · View notes
yakazakalb · 6 months
Text
Az evvel hazırlanırken elbiseyi giydim aynaya baktım. "O da ne? Leke mi var bu elbisenin eteğinde" diye canım sıkıldı. Şimdi ne giysem ki filan diye düşünürken bir daha baktım elbiseye leke yok. Aynadan baktım yine, yine leke var. Meğer aynadaki ufak bir gölgelenme bile asılda ciddi bir leke gibi görünüyor.
Ayinelerimiz temiz olmalı ki aslımız da temiz olsun. İnsanın evvela en önemli aynası kalp, sonra da kalbinin yansımasını bulduğu dostları. Kalbin temiz olmazsa kendini net görmen de hadiseleri doğru okuman da mümkün değil sevgili dost. Kalbi pür nûr olanlarla beraber olmazsan da kalbini temiz tutman mümkün değil.
Safa sahiplerine kalbini dost kıl ki nefislerin birliği ortaya çıksın, tevhid sırrı aşikar olsun. Aynayı aynanın karşısına tutsan bunlar hem yansıyan olur hem yansıtan...
Neyse ben evden çıkmadan aynayı bir güzel silsem iyi olacak ... Kalbimin temizliği için de biraz istiğfar biraz dua..
Herkese bereketli günler...
18 notes · View notes
oluruvar · 5 months
Text
Annem sürekli övünür "benim gibi anne yoktu hiç etrafta. Ben çok araştırdım, çok okudum annelikle ilgili. Size çok özendim, çok ilgilendim" diye. Az önce bi konu geçti. Meğer annem 3-14 yaş arasını okumuş sadece bi kitaptan wşdşwlfşsvşsl ulan diğer yaşlarımız ne oldu?? Şslfspglsşgl muhtemelen bazı yerlerde de okurken sıkıldı. Mesela 3 yaş için çoğu şey özenli yapıldı ama 4 yaş yok, sonra 5 fena değil 6 yok falan wdşşwgşsş. Ulan 14ten sonrasını niye okumadın canım anam çwlfşwlfşwşh ordan sonrası senin çocuğun değil mi yine anne değil misin sen wşdşegşdşgş
9 notes · View notes
banacandiyin · 4 months
Text
Öbür günden devam ediyorum ama aslında devam değil de aynı şeyler tekrarlanıyor, başka bi şey olmuyor. Bozuk plak gibi hissediyorum. Günler geçtikçe yazdıklarım tükeniyor çünkü iyice boş hissediyorum. Zaten yaptıklarımı anlatmaya kalksam yazacak hiç bir şeyim olmaz. Ama artık bir şeyler düşünemiyorum bile. Daha doğrusu düşündüğüm hiç bir şeyi aklımda tutamıyorum. Sanki her düşündüğüm şey selin içinde hızlıca süzülüyor ve ben elimi o sele attığım da bir şey yakalayamıyorum. Evet tam olarak hissettiğim şey buna çok yakın. Gece 4 gibi uykusuzluktan canım çok sıkıldı ve çatıya çıktım. Yağmurun altında durdum dakikalarca. Islandım, büyüdüm. Islandım, küçüldüm. Islandım durdum. Yine de biraz iyi geldi. Soğuk bazen içimi ısıtıyor.
-ruhsuz adamın günlüğü
17 notes · View notes
delifurkan · 11 months
Text
gece gece canım sıkıldı, instadan 40 takipci 0 foto olan fake bir karı profiliyle çetleşiyorum. karım var, çocukları uyuttum falan diyorum yine de yürüyor. enteresan
31 notes · View notes
katakullii · 10 months
Text
Bugün sıcak mı, pms mi, kendimi hayal ettiğim yerde olmamam mı bilmiyorum ama canım sıkıldı. Sabah da gayet iyi uyanmıştım. Böyle ortada hiçbir şey yokken yanımdaki insanların negatifliği üzerime sirayet etti, her şey her zaman yolunda olamıyor, her gün müthiş enerjide de olmayabiliriz ama sorumlusu olmadığınız durumların size de yansıyor oluşu can sıkıcı.
Neyse bu da böyle bir gün, yine kimseye anlatmayıp, geldik buraya yazdık, kime anlatayım ki?
9 notes · View notes
musfika-hanim · 1 year
Text
çok canım sıkıldı, her şey alt üst oldu. planlar çöktü. ağlamak istiyorum değil zaten ağladım..
yine de her şeyin en hayırlısını Allah bilir.
19 notes · View notes
benmisim · 1 year
Text
bugün iyi değilim. geç kalktım. kardeşimle kavga ettim. üstelik gitmesine birkaç saat varken...... sonra gitti, ağladım durdum. çok canım sıkıldı. ice americano iyi geldi. pratik spiritüalizm diye bir kitap okuyorum, biraz da ona baktım. sonra baktım arkadaşım bildiri sunuyomuş yakında, onun haberini paylaşmış instagramda. ağağğğağğğ ben niye tembelim diye durdum ona da canımı sıktım. yine bomboşlukta hissettiğim günlerden bir gün....
10 notes · View notes